Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Ağlayarak anlatıyor:
Bana bi gün bile of demedi, bir gün bile kötü söz etmedi.
o gün üstünü giyindi , ana ben çarşıya gidiyorum, dedi.
meğer hastaymış.
bana söylememişler.
( çok ağrısı vardı , hastaneye yatırmışlardı.)
o gün son kez görmüşüm, yolcu etmişim, orada hastanede ölmüş dedi.
çok ağlamıştı arkasından.
kısa bir süre sonra kendisi de vefat etti.
sonra her ikisini de rüyalarımda gördüm.
Huzurluydular.
biz, limanda bekleyen her şeyden habersiz yolcular ...
Ergenlikte bir kere dövmüştüm onu.
Sebebi bile yoktu üstelik.
İki ergen kavgası işte.
Ailelerimiz yakın dosttu ama, bizimkisi işte zoraki bir arkadaşlıktı sanki.
Kötü biri de değildi, yaşına göre olgun, sessiz, efendi pörtlek gözlü bir çocuktu.
Lise, üniversite derken yollarımız ayrıldı sonra. Ara sıra annesinden haber alırdım sadece. Ne ben onu arardım ne o beni.
astsubay olmuş, Ankara'ya tayin olmuş dedi annem bir gün. Sınıfı gereği doğuya gitmezmiş, Ankara'da uzun yıllar çalışır demiş annesi. İyi, kurtarmış kendini demiştim. Tam da karışık zamanlardı. Sınır ötesine gitmeyecek olması sevindirmişti ailesini. Ben de onun adına sevinmiştim. Selamlarımı ilettim.
Bir kaç yıl sonra, tesadüf bu ya, Ankara'da bir benzinlikte gördüm onu. O muydu emin olamadım başta ama o pörtlek gözler başkasına ait olamazdı, oydu. Kısa bir an, o ödemesini yapmış içerden çıkarken ben de içeri giriyordum ödeme yapmak üzere. Göz göze geldik, o da beni tanıdı sanki. Bakışlarındaki tereddütü gördüm. Saniyelik bi an işte. Geçip gittik ikimiz de. Duralamadık bile. İçerden dışarı bi bakış attım sonra. Tam aracına binerken o da baktı. Camekandan görebildi mi bilemem ama onun da beni tanıdığına emin olmuştum böylece. Aklıma onunla sebepsiz yere dövüşmemiz geldi hemen. Daha döver dövmez pişman olmuştum ama özür de dilemedim, öylece kaldı. Daha sonra tekrar bir araya geldik mi anımsayamadım. Aklından neler geçti o kısa bakışmada hiç bilemedim.
O saniyelik tesadüften kısa bir süre sonra, Ankara'nın göbeğinde, tarihte eşine rastlanmayan bir bombalı saldırıda şehit oldu. Servis aracında, doğuya ya da sınır ötesine gitmediğine sevindiğim arkadaşım, güpegündüz başkentin göbeğinde canından oldu.
O kısacık karşılaşmamızın son karşılaşma olduğunu nereden bilebilirdim? Hiç özür dileyemeden, saçma bir kavga ile aklımda kalacağını, hatırladıkça bana rahatsızlık veren o anıyla yaşayacağımı, nasılsa bi ara görüşürüz rahatlığıyla davranıp arayıp sormamamın beni böyle inciteceğini nasıl tahmin edebilirdim? Bana dargın mıydı umursamamıştım bile. oysa tek gerçek ölümdü ve bize çok uzaktı...
Birileri bizim hayatımızdan son kez gördüğümüzü bile bilmeden çıktı gitti, biz birilerinin hayatından son kez görüldüğümüzü bile bilmeden çıktık gittik. Bilsek, durum nasıl bir şekil alırdı, kestirmek güç. Öyle ya da böyle bir daha karşılaşma ihtimalimizin olmadığı insanlarla vedalaşma zahmetine girmeden, hayatlarından eksilmiş olundu. Kimisi belki bir süre yokluğunu hissetmiş olabilir, kimisi ise fark etmemiş bile olabilir. Unutulup gitmek, yüzünü, adını dahi anımsamamak insan ilişkilerinin en hazin sonudur.
Yüklediğiniz değer ile doğru orantılı bir çöküş yaşayacağınız durumdur.
Kalabalık bir şehirde karşınızdan geçen herkesi aslında son görüşünüzdür. Etkilemez.
Ama ailenizden birini ya da yalnızlığın en dibine vurduğunuzda ortaya çıkıp sizinle bir çok şeyi paylaşan insanı son kez gördüğünü bilmemek, çok sağlam sarsılma yaşatır.
Son olarak; kırgın ve kızgın olmayın. En azından dışınızda belli etmeseniz de içinizde affedin.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |