Türkiye'nin memur portalı

Çok da uzak olmayan, Yakın gelecekte, petrol savaşlarının yerini alacak olan savaş türüdür. (Zaten petrol de bitmek üzere, tüketimi karşılayacak 100 yılı var mı, meçhul)

Dünya insanı Çevre bilinci açısından o kadar cahil ki, kaldı ki yurdum insanı bu konuda ekstra cahil. Su faturalarının çokluğundan dem vurup, "ama ben her sabah banyo yapıyorum, günde bilmem kaç kez makine çalıştırıyorum" diyen öğretmen arkadaşa, "peki yarın bir gün parasını verip de alacağın su bulamazsan ne olacak, bizden sonraki nesile kullanacak su kalmayacak bu gidişle" dediğimde verecek cevabı yok. Herkes kendini düşünüyor.

Bizden birkaç kuşak sonrasına gerçekten acıyorum, önceki nesillerin savurganlığının cezasını çekecekler, atalarının doğal kaynakları koruma ve bilinçli kullanma konusunda sınıfta kalmalarının sonucunda temiz su kaynaklarına erişimde sorun yaşayacaklar.

Maneskin- the loneliest

Tam olarak bir kalıba girmeyen, ne olduğu tam olarak ifade edilemeyen, hem öyle hem böyle, biraz şundan biraz da bundan birşeyler barındıran, arada kalmışlığı ve çeşitliliği içeren duygu, düşünce, durum ve olaylar için kullanılan ifadedir.

Uzun boylu ya da kısa boylu, şişman ya da zayıf, bayaz tenli ya da esmer tenli olmak diye bu liste uzar gider de kısa boylu olmanın rahatsız edici olan kısmı nedir? Onu çözemedim. Kısa boylu olmak, 150 boyumla tam da benim özelliğimdir, şu yaşıma kadar hiçbir rahatsızlık duymadım, hem neden duyayım ki? Bu durumu rahatsız edici bulmak Kompleksli insan davranışıdır. Kompleksli insanlar da beni son derece rahatsız eder. Fiziksel özelliklerini kendine avantaj olarak gören insanlar, başka meziyetleri olmadığını kabullenmiş insanlardır. İnsanları fizksel özelliklerine göre kategorize etmek bilmem kaç yüzyıl öncesinde kaldı, aşınız artık bu şekilcilik durumlarını.

Yok değilim.

Çünkü yolda yürürken karıncayı incittim.

O gün bugündür iyi bir insan olma vasfını kaybettim.

Zaten "insan" olma vasfı bana yeter.

O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.

En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.

Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.