Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Çilek zamanı gelmişse, vaktini çok da kaçırmadan özellikle küçük küçük olanları ve daha doğal olanları bulup, öncesinde bir gece şekere yatırıp, ertesi gün bir güzel kaynatarak reçelini yapmanın da zamanı gelmiştir. Yalnız çilek reçelini kaynatmak çok zahmetlidir. Bir anda hacminin iki üç katına çıkıp, köpürüverir. Başında beklemez ve ocağın ateşini kontrol etmezseniz yanardağ misali her yere taşar. Bu arada reçelin ömrümün uzun ve tadının güzel olması için, kaynarkenki bu köpükleri de dikkatlice üstünden temizlikte fayda var. İki üç sene önce çilek zamanını kaçırmış, bütün manavları tek tek gezip reçel yapacak çilek aramıştım. Kendim kahvaltıda bir kere ekmek banmam ancak eşim çilek reçelinden başka reçel yemez ve en çok çilek reçelini sever.
Ezberi kuvvetli bir insanımdır ancak ne fıkra ezberleyip, anlatabilirim ne de film repliklerini kelimesi kelimesi aklımda tutup aktarabilirim.
Ancak bu filmde, anımsadığım en meşhur ve akılda kalıcı cümlesi:
sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti.
Fizik ve kimyada ölçülebilir büyüklüklerin, miktarındaki değişimi ifade eder. Delta x, yerdeğiştirmeyi yani alınan yolu, Delta h, entalpideki değişimi, delta p, basınçtaki değişimi.. belirtir.
Aslında güzel bir kazanımı elde edip, zor olanı başarıp, tüm bunları heba ederek kolay olana kaçmaktır. Hayatında eline sigara almamış ve yakın çevresinde sigara içen biri bulunmamış biri olarak, sigara içen bir kişinin bunu hangi amaçla yaptığını çözebilmek benim için mümkün değil. Normalde empati kurma gücü yüksek biriyimdir ancak, sigaranın dumanından olsa gerek, engel oluşturuyor, sigara içen kişilerle zerre empati kuramıyorum. Ondaki dert kimsede yokmuş, sıkıntı çekiyormuş, hayatındaki stres had safhadaymış, başka nasıl baş edecekmiş, aslında o kadar komik bahaneler ki. aklı sâlim olan her kimse bunların çözümünün sigara içmekten geçmediğini bilir. Sanki sigara içmeyenler, dikensiz gül bahçelerinde mutlu mutlu yaşıyorlar, onların hayatları toz pembe. Savunma mekanizmasını devreye sokmaktan başka bir şey değil. Hem başladım, bir kere bırakabildim, şimdi tekrar başlasam nasılsa bir gün yine bırakırım diyerek, kendi iradelerinin kontrolleri altında olduklarını zannediyorlar, bunun bir bağımlılık olduğunu bile bile. İnsanın ciğerlerine Mis gibi o2 çekmesi varken, ne yedüğü belirsiz bir sürü kimyasal maddenin yanması sonucunda açığa çıkan gazları solumasını gerçekten aklım almıyor. Dilerim bu gereksiz, hiç bir faydası olmayan, hatta son derece zararları olan bu alışkanlıklarını bırakırlar, bir daha da hiç başlamazlar.
Bu hafta sonu üniversite sınavına girecek olan önce kendi öğrencilerime, sonra çalışan ve emeklerinin karşılığını almak isteyen tüm öğrencilere, allah zihin açıklığı versin, soruları güzel güzel çözüp, istedikleri bölümleri kazanmaları duasında bulunmak. zira pandemi demedik ağustos ayından günümüze toplamda 2-3 ay tam kapanma döneminin dışında okulda, maske takarak zorlu şartlarda, yüzyüze eğitimde hep birlikteydik. yaş ilerledi mi ister istemez öğrencileri kendi evlâdın yerine koyup, daha kuvvetli bağlar kuruyorsun. O yüzden hedeflerine ulaşabilmeleri, istediklerini yapabilmeleri konusunda daha verici oluyorsun. Bu sene ben onlardan daha heyecanlıyım, dilimde, dualarımda hepsi.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |