Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

emelkoca

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,651 entry 576 konu 364 puan
08.05.2024 18:20 son işlem tarihi takip etme takip et

sözlüğün memur sorunlarından uzaklaşması

Sözlük, memur sorunlarına Yakın mıydı ki? Pandemi sürecinde tanıştığım sözlükte, bu minvalde bir paylaşım gördüğümü hiiççç anımsamıyorum. Öncesinde vardıysa da bilemem. Ancak meb'de 20 yıldır öğretmenlik yapan biri olarak hiç bitmeyen, hatta üstel bir şekilde artan sorunları konuşmak için burası ne kadar uygun bir platformdur, bilemedim. Ben bu konularda konuşmam, daha doğrusu konuşmamam daha iyi olur, konuştum mu kötü konuşurum çünkü. O yüzden susayım, daha iyi.

07.05.2024 19:20
  1. tünelin ucundaki ışık

    Zorlu mücadelelerin, güç işlerin eninde sonunda azim ve gayretle aşılıp; karanlık ve sıkıntılı günlerin yerini, aydınlık ve ferah günlere bırakacağının işaretidir.

    Bu ışık olmasa, hiç kimsede bir şeyleri başarma gücü ve inancı olmazdı, herkes kendi karanlık dünyasında mutsuz ve umutsuz bir şekilde yaşardı.

     
  2. oksijenli su

    Hidrojen peroksit(h2o2)'in yüzde 3'lük sulu çözeltisine verilen addır.

    Oksijenli su ısıtıldığında, oksijen(o2) ve suya(h2o) ayrışır.

    Oksijenli su, yükseltgeyici özelliğe sahiptir. Bu sayede tıpta antiseptik(mikrop öldürücü) olarak kullanılır. Aynı zamanda tekstilde ağartıcı(renk giderici) olarak, içme suyu dezenfeksiyonunda, fotoğrafçılık, boya, metal alanlarında da kullanılır.

     
  3. 333.konuyu açmak

    Az önce gerçekleştirdiğim eylem. Sözlükteki 4.ayımın başında konu başlığında belirtildiği gibi 333. Konumu açmış bulunuyorum. #2r2a dediği gibi, 3333 ulaşılması zor bir sayı gibi. Madem öyle ben de Çıtayı biraz daha yükseltip 33333. Konu başlıklarımız olsun inşallah diyeyim, gülücük.

     
  4. artılar ve eksiler

    Yeni girişilen bir işin, içinde bulunulan herhangi bir olayın olumlu yönleri, girdileri, avantajları olabildiği gibi olumsuz yönleri, çıktıları, dezavantajları da olabilir.

    işin ya da durumun Her bir artı ve eksisi baştan doğru belirlenmez ve çıkan sonuca göre hareket edilmezse günün sonunda o işten zararlı çıkılabilir.

    Bazen de baştan eksiler fazla çıksa bile bir cesaretle o işe girişip, o eksikleri artıya dönüştürüp, günün sonu kârlı da bitirilebilir. Bu tamamen kişinin o işe/duruma bakış açısı ve azmine bağlıdır. Çünkü komple artılarla dolu hiç bir iş/olay yeryüzünde mevcut değildir, Eksiler her zaman vardır.

     
  5. hayattan hep bir beklentinin olması

    İnsanların doğduğu ilk andan, hayata gözlerini yumuncaya kadar ömürleri boyunca hep bir beklenti içine girmeleri ya da bu beklentileri karşılama yükü altında olmaları durumunu ifade eder.

    Bebeklikteki ilk beklenti-içgüdüsel olarak-annem, babam varsa kardeşlerim beni sevsin, güvenli ve huzurlu bir aile ortamı içersinde büyüyeyim.

    Çocuklukta, ailemin yanında akrabalarım, arkadaşlarım da beni sevsin, istediklerim alınsın, rahat rahat oynayıp, çocukluğumu yaşayabileyim.

    Okul çağında, öğretmenlerim ve sınıf arkadaşlarım beni sevsin, başarılı, çalışkan, notları yüksek bir öğrenci olayım, İstediğim okulları kazanayım.

    Gençlik çağında, üniversitede yurt/ev arkadaşlarım beni sevsin, bölümümü güzelce bitireyim, mezun olup, iş bulayım, kendi paramı kazanıp kendi ayaklarımın üstünde durayım.

    İş hayatında, iş arkadaşlarım, müdürüm/patronum beni sevsin, yüksek maaş alayım, çalışma saatlerim çok yorucu geçmesin, kısa sürede terfi alıp, derecem yükselsin.

    Özel hayatta, çok güzel/yakışıklı bir sevgilim olsun, o da benim onu sevdiğim kadar beni sevsin, evlenip mutlu bir aile olalım, boy boy çocuklarımız olsun.

    Yetişkinlik çağında, evimiz, arabamız olsun, yazın ailecek tatillere çıkalım, çocuklar güzelce okuyup, başarılı olup, vakti zamanında bizim kazanamadığımız okulları/bölümleri kazansınlar.

    Yaşlılık çağında, evlatlarımız okullarını bitirip, iş bulup, aile kursunlar, artık biz de emekliliğin tadını çıkarıp, torun sevelim.

    Bu özetle saydığım beklentiler kişinin kendi gözünden, kendi olmasını istedikleri. Çoğu kişi kendi beklentileri yerine, ailesinin, çevresindeki kişilerin beklentilerini karşılaşmakla ömrünü geçiriyor. Ya da bazen şartlar beklentileri değiştirebiliyor. Örneğin üniversite sınavına hazırlanan her başarılı genç, odtü, boğaziçi, itü gibi popüler üniversitelerde popüler bölümleri kazanmak ister. Öğrenci buralara yerleşecek puan tutturduğu halde çeşitli sebeplerle evde ailesinin yanında kalması gerektiğinden, kendi yaşadığı şehirdeki bir üniversiteye yerleşmek durumunda kalabilir. Bu durumda şartlara göre kişi, beklenti küçültmek durumunda kalabilir.

    Bir de kişi hiç istemediği halde sırf annesi babası istediği için, onların gönlü hoş olsun diye, onların istediği okullarda okuyup, onların istediği kişi ile evlenip, onların istediği işte çalışarak kişisel sıfır beklenti ile hayatını sürdürebilir.

    Beklenti içine girmekle, bitmek tükenmek bilmeyen doyumsuz isteklere sahip olmak birbirine karıştırılmamalıdır. Bu saydığım beklentiler, hayatın olağan akışı içersinde doğal olarak kişinin yapması gerekenlerdir aslında. Ancak kişi beklentilerinin ne kadarını gerçekleştirebilir, ne kadarına gücü yeter, hayaller ve gerçekler dengesinde hangi taraf daha ağır basar, buna kişinin kendisi cevap verebilir.