Türkiye'nin memur portalı

Yeni girişilen bir işte, daha işe başlar başlamaz yaşanan aksilikleri, başa gelen olumsuzlukları, olmasa daha iyi olurdu dedirten olayları ifade etmek için kullanılan ifadedir.

İleriki günlerde gerçekleşse o kadar da üzüntü yaratmayacak olan bu durumlar, daha ilk günden olduğu için biraz şevk kırsa da, yine de "ilk gün olur böyle şeyler, daha tam bilmiyordun, ilk günün azizliği" diyerek, eksiklikler kapatılmaya, diğer günler daha iyi olmaya çalışılır.

taba, kırmızı ve kahverengi renklerin karışımıdır, kiremit ve tuğla rengidir, toprak gibi bereketi, bolluğu

Petrol, mavi ve yeşil renklerin karışımıdır, doğayı, canlılığı

Eflatun, mavi ve kırmızının karışımıdır, bilgeliği, zenginliği, otoriteyi

Temsil eder.

Çoğu müşteri çekmeyi amaçlayan banka, resteurant gibi yerler iç ve dış mekan, tabela renklerini, renklerin barındırdığı gizil anlamlara göre seçer. Ne kadar etkisi vardır, tartışılır. Ancak her rengin her kişide uyandırdığı duygular farklıdır, o yüzden her rengin anlamını birkaç kelimeyle özetlemek yetersiz kalacaktır. Renkleri ve renkleri karıştırmayı seven, amatör bir hobi uygulayıcısı olarak en sevdiğim renk sorusuna cevap vermekte zorlanırım, zira her rengin güzelliği ve kattığı duygu farklıdır.

Kaldı mı ki? Günümüz teknolojik şartlarına uyum sağlayarak, Benim yaşadığım yerde ramazan davulculuğu, tarihin tozlu sayfalarında yerini almış, artık icra edilmeyen mesleklerden biri olarak yerini aldı. Halbuki çocukluğumuzda davulcu, maniler okuyarak, pencerenin kenarından gelen davul sesi ile ev ahalisinden en az birinin uyanmasına vesile olur, sahur hazırlığına başlanmasını sağlardı. Yitip giden bir geleneğimizdir.

Periyodik tablonun 18.elementi, 3.soygazı olan, ar sembollü argon, yüksek kararlığa sahip, renksiz, kokusuz, zehirli ve yanıcı olmayan, havadan ağır bir gazdır.

havada yüzde 0,9 oranında argon bulunur. Bu nedenle havanın ayrımsal damıtılması ile elde edilir.

Metallerin saflaştırılmasında, floresan ampullerde, yangın söndürme işlemlerinde kullanılır.

Aleni bir şekilde rahatsız edici tavırlar sergileyen kişilere karşı, psikolojiyi yerinde tutmak adına, yapılması elzem olan eylemdir.

O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.

En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.

Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.