Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Söyleyecek çok sözümüz var heybemizde,
Öncesinde ve sonrasında, her şeye dair.
Zaman alır bazen toparlamak,
Lakin dökülür eninde sonunda cümleye.
Üstümüzden yük kalkmış gibi hafifler,
Kaldığımız yerden devam ederiz böylece.
Sözlük sayesinde hayatımın ilk şiir denemesini de yapmış oldum, gülücük.-hoş şiirden çok düz yazı gibi oldu yine- zira şiir en zayıf olduğum konu.
Tam 20 yıl önce 18 yaşında, üniversitede okuyan bir genç olarak, hayatta bugün geldiğimiz nokta hakkında nasıl ki bir fikir sahibi değildiysek, bundan 20 yıl sonrası için de ne olur, ne biter bilemeyiz. ancak 20 yıl sonra -yani 58 yaşında- ellerimin titreyip, gözlerimin de görmeyeceğini sanmıyorum, bunlar belki 30 ya da 40 yıl sonra ancak olabilir. Tabi ki yaş ilerledikçe fiziksel ve zihinsel gerilemeler yaşanacaktır, ancak hiç bir zaman işleyen demir pas tutmaz. Bize de mümkün olduğunca "işlemek/çalışmak" ve "ışıldamak/parlamak" düşüyor.
İçimde kalan bir meslek varsa o da ressamlık. Resim, çizim işleri belki heykel gibi sanatın el becerisi gerektiren bir alanıyla uğraşmayı isterdim ancak kendi mesleğimi de hiç bir şeye değişmem.
Dünyaya yeniden gelsem herhalde yine kimya öğretmeni olurdum. Öğretmenliği de çok seviyorum ancak branşımı, kimyayı daha çok seviyorum sanırım.
Lisede öğrenciyken en sevdiğim ders matematik, özellikle de geometriydi. ben de matematik bölümüne puanım yettiği halde-matematik öğretmenliğinin puanı çok daha yüksekti-, garantici insan olduğumdan, olmuşken öğretmenlik bölümü olsun diyip eğitim fakültesinde kimya öğretmenliğini tercih ettim. Şimdi bakıyorum çoğu öğretmen arkadaş fen edebiyat mezunu, formasyon alıp, öğretmen olmuş. Olsun ben yine de bugün olsa aynı kararı alırım, kimyayı üniversitede çok sevdim çünkü.
Başka mesleklerden öğretmenlerin yaz tatillerine karşı bazen hoş olmayan söylemler geliyor. 3 ay tatil yapıyorsunuz gibilerinden. Bir kere işin içinde olan biri o tatilin 3 ay olmadığını-1 temmuz itibariyle tatil başlar, 1 eylül itibariyle yeni yıl başlar, öğretmenin tatili biter, hele ki dyk kursları varsa ağustos başı gibi başlar, ki benim bu sene öyle oldu- bilir, bir de kimsenin elinden almadık, "çok istiyorsan sen de öğretmen olsaydın o zaman" diyip cevabını veriyorum, zira bazılarına anladığı dilden konuşmak gerekiyor.
Hamurunu pofuduk pofuduk güzelce mayaladıktan, domatesli sosunu da iyi ayarladıktan sonra, üstüne allah ne verdiyse evdeki malzemelerden kararında serpiştirip, doğru ısıda doğru sürede pişirdikten sonra, bir kere evde bu şekilde yapılan pizzayı afiyetle yiyen bir kişinin, bir daha dışarıdan pizza sipariş vereceğini sanmıyorum.
Cümle kurmayı özlemiş olmak ve sözlük sayesinde uzun zamandır kurmadığı kadar cümleyi ardı ardına özgürce kurabiliyor olmaktır. Ayrıca açtığı başlıklara ya da entry girdiği konulara, diğer yazar arkadaşların yazacağı entryleri merak etmektir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |