Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

emelkoca

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,651 entry 576 konu 364 puan
08.05.2024 18:20 son işlem tarihi takip etme takip et

astral seyahat

Üst entry, Aklıma, gözlerinin ardında (behind her eyes) netflix dizisini getirdi. Astral seyahatin tuzağına düşen, hem de aynı kişi tarafından, masum iki kadının hikayesi, hoş kadınlardan biri çok da masum olmayabilir. Yine de bunu haketmemişti. 6 bölümlük, minicik bir dizi. Çok spoiler vermeyeyim ama herşeyin düğümü, bu astral seyahatle çözülüyor. Dön, dolaş, gel ancak bedenine gireme, senden önce başkası girsin, mazallah kimseye vermesin dedirten bir durum. En iyisi hiç çıkmamak, ucunda gidip de dönememek var. Şakası bir yana, Zaten böylesi ancak dizi-filmlerde olur, ben bu astral seyahat denen olayı gerçeklikle pek bağdaşlaştıramıyorum.

08.05.2024 18:20
  1. akrostiş

    Söyleyecek çok sözümüz var heybemizde,

    Öncesinde ve sonrasında, her şeye dair.

    Zaman alır bazen toparlamak,

    Lakin dökülür eninde sonunda cümleye.

    Üstümüzden yük kalkmış gibi hafifler,

    Kaldığımız yerden devam ederiz böylece.

    Sözlük sayesinde hayatımın ilk şiir denemesini de yapmış oldum, gülücük.-hoş şiirden çok düz yazı gibi oldu yine- zira şiir en zayıf olduğum konu.

     
  2. 20 yıl sonra sözlük

    Tam 20 yıl önce 18 yaşında, üniversitede okuyan bir genç olarak, hayatta bugün geldiğimiz nokta hakkında nasıl ki bir fikir sahibi değildiysek, bundan 20 yıl sonrası için de ne olur, ne biter bilemeyiz. ancak 20 yıl sonra -yani 58 yaşında- ellerimin titreyip, gözlerimin de görmeyeceğini sanmıyorum, bunlar belki 30 ya da 40 yıl sonra ancak olabilir. Tabi ki yaş ilerledikçe fiziksel ve zihinsel gerilemeler yaşanacaktır, ancak hiç bir zaman işleyen demir pas tutmaz. Bize de mümkün olduğunca "işlemek/çalışmak" ve "ışıldamak/parlamak" düşüyor.

     
  3. meslekler arası kıskançlık

    İçimde kalan bir meslek varsa o da ressamlık. Resim, çizim işleri belki heykel gibi sanatın el becerisi gerektiren bir alanıyla uğraşmayı isterdim ancak kendi mesleğimi de hiç bir şeye değişmem.

    Dünyaya yeniden gelsem herhalde yine kimya öğretmeni olurdum. Öğretmenliği de çok seviyorum ancak branşımı, kimyayı daha çok seviyorum sanırım.

    Lisede öğrenciyken en sevdiğim ders matematik, özellikle de geometriydi. ben de matematik bölümüne puanım yettiği halde-matematik öğretmenliğinin puanı çok daha yüksekti-, garantici insan olduğumdan, olmuşken öğretmenlik bölümü olsun diyip eğitim fakültesinde kimya öğretmenliğini tercih ettim. Şimdi bakıyorum çoğu öğretmen arkadaş fen edebiyat mezunu, formasyon alıp, öğretmen olmuş. Olsun ben yine de bugün olsa aynı kararı alırım, kimyayı üniversitede çok sevdim çünkü.

    Başka mesleklerden öğretmenlerin yaz tatillerine karşı bazen hoş olmayan söylemler geliyor. 3 ay tatil yapıyorsunuz gibilerinden. Bir kere işin içinde olan biri o tatilin 3 ay olmadığını-1 temmuz itibariyle tatil başlar, 1 eylül itibariyle yeni yıl başlar, öğretmenin tatili biter, hele ki dyk kursları varsa ağustos başı gibi başlar, ki benim bu sene öyle oldu- bilir, bir de kimsenin elinden almadık, "çok istiyorsan sen de öğretmen olsaydın o zaman" diyip cevabını veriyorum, zira bazılarına anladığı dilden konuşmak gerekiyor.

     
  4. ev pizzası

    Hamurunu pofuduk pofuduk güzelce mayaladıktan, domatesli sosunu da iyi ayarladıktan sonra, üstüne allah ne verdiyse evdeki malzemelerden kararında serpiştirip, doğru ısıda doğru sürede pişirdikten sonra, bir kere evde bu şekilde yapılan pizzayı afiyetle yiyen bir kişinin, bir daha dışarıdan pizza sipariş vereceğini sanmıyorum.

     
  5. Sözlük yazarlarını sözlüğe bağlayan nedenler

    Cümle kurmayı özlemiş olmak ve sözlük sayesinde uzun zamandır kurmadığı kadar cümleyi ardı ardına özgürce kurabiliyor olmaktır. Ayrıca açtığı başlıklara ya da entry girdiği konulara, diğer yazar arkadaşların yazacağı entryleri merak etmektir.