Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Kişi sağlıklı ve kendisi ile barışıksa, çok zayıf ya da çok kilolu olmasının hiç bir önemi yoktur. Ancak zayıf ya da kilolu olması sağlık açısından sorunlar teşkil ediyorsa ve kişinin kendine dair algısı psikolojisini kötü etkiliyorsa, kilosu mutsuzluk kaynağı ise, o halde bu durumu değiştirmek için adım atmanın vakti gelmiştir, diyetisyenler bu iş için var zaten.
Süper baba, çocukluğumuzda izlediğimiz ve bizde iz bırakan sayılı bir kaç diziden biridir. Günümüzdeki dizilerin atası gibidir. Televizyon dünyasında Milat gibi bir şey. Oyuncuların yüzde sekseni de tiyatro kökenli olduğundan seyirciyi etkileme ve oyunculuk kalitesi çok daha yüksekti. İzlediğim bir yapımda müziğin etkisini ilk, bu dizi ile keşfettim. Sonra dizi müziklerinin albümü de çıkmıştı zaten, onu da dinlemiştim. Film ya da dizi müziği ne kadar iyiyse yapım da o kadar iyi oluyor. Şimdi tv ye konulsa ve izlesek çocukluğumuzdaki etkiyi yaratır mı, sanmıyorum. Her şey zamanında güzel.
İlerleyen bilimsel ve teknolojik gelişmeler çerçevesinde, eskiden bilim-kurgu filmlerinde görmeye alışık olduğumuz aletlerin, makinaların, robotların, artık günümüzde yüksek teknoloji kullanan şirketler tarafından üretiliyor olması ve yüksek meblağlarla bu ürünlere ulaşılabiliyor olunmasını ifade eder.
Genellikle Eski teknolojinin geliştirilmesi, yani eski sürümün yepyeni versiyonu olan cep telefonu, bilgisayar, elektrikli süpürge, araba.. için kullanılır. İlk kez üretilen ve geliştirilmeye müsait olan ürünler de lansmanlarında teknoloji harikası olarak tasvir edilir. Örneğin japonya'da yapay zekalı hasta bakıcı robotların yakın gelecekte çok yaygın bir şekilde sahalarda yer alacağı öngörülüyor.
Bizim evde daha karpuz sezonu açılmadı bile, ancak #2rb8 de öyle güzel tasvir edilmiş ki hemen gidip alasım geldi ama bırakın on kiloluğu ben ancak iki kiloluk karpuz alıp taşıyabilirim. On kiloluk karpuz benim ağırlığımın dörtte biri ediyor zaten. Kaldı ki iki kiloluk karpuzu bile bıçakla kesemem, hayatımda hiç karpuz kesmedim. Kavunu bile korka korka keserim, ancak hem karpuz hem kavun yemeye bayılırım. sevmeyeni yoktur herhalde bu meyvelerin.
Kar, yükseltisi çok olan yerlerdeki koca dağların üstüne daha çok yağar, oralar daha soğuktur; küçük küçük tepeler ise deniz seviyesine daha yakın ve sıcaklık daha yüksek olduğu için, bu tepelere kalıcı kar nadiren yağar hatta kar yerine yağmur yağar, bu sözün gerçek anlamıdır.
Mecazen ise, allah, her insana kaldırabileceği kadar sorumluluk, sıkıntı, dert verir, dayanabileceği ölçüde imtihanlara tabi tutar. Bu söz, "allah kimseye kaldırabileceğinden fazla yük yüklemez" ile aynı manaya gelir.
Bazı kişilere uzaktan bakınca, hiç derdi, tasası yokmuş gibi, güllük gülistanlık yaşıyormuş gibi gelir. Bu haksızlık değil mi diye düşünür, fazlaca yükün altında ezildiğini gören kişi. Ancak kimse bu dünyada sıfır yükle yaşamaz, yaşasa insan olamaz. Hayvanların bile dünyada bir sürü dertleri var, barınma, hayvan popülasyonu içersinde yer edinme, başka hayvanlara yem olmama, eşini bulup üreme gibi. Kaldı ki daha kompleks bir varlık olan insanın, bulunduğu konum ve şartlar çervesinde muhakkak büyük ya da küçük, önemli ya da önemsiz gözüken dertleri, çözmesi gereken sorunları, aşması gereken engelleri olacaktır. Ancak hiç biri kişinin çözemeyeceği, aşamayacağı kadar büyük ve zor değildir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |