Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

emelkoca

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,651 entry 576 konu 364 puan
08.05.2024 18:20 son işlem tarihi takip etme takip et

astral seyahat

Üst entry, Aklıma, gözlerinin ardında (behind her eyes) netflix dizisini getirdi. Astral seyahatin tuzağına düşen, hem de aynı kişi tarafından, masum iki kadının hikayesi, hoş kadınlardan biri çok da masum olmayabilir. Yine de bunu haketmemişti. 6 bölümlük, minicik bir dizi. Çok spoiler vermeyeyim ama herşeyin düğümü, bu astral seyahatle çözülüyor. Dön, dolaş, gel ancak bedenine gireme, senden önce başkası girsin, mazallah kimseye vermesin dedirten bir durum. En iyisi hiç çıkmamak, ucunda gidip de dönememek var. Şakası bir yana, Zaten böylesi ancak dizi-filmlerde olur, ben bu astral seyahat denen olayı gerçeklikle pek bağdaşlaştıramıyorum.

08.05.2024 18:20
  1. negatif ayrımcılık

    Son zamanlarda en çok sınandığım ve canımı sıkan şeylerin sebebi olan durumdur. Bir görev verilirken hep ama hep bir kesim, fazladan birşeye sahip olduğu için, muaf tutulur, kayırılır, diğer kesimde de o şey eksik diye görev hep ona kitlenir. Eksiklikler kişinin yüzüne böyle vurulmamalıdır. Birşeye sahip diye onu yüceltip, birşeyi yok diye öbürünü yerin dibine sokmamak gerekir. İnsan bu durumu bizzat yaşayınca ne olduğunu anlıyor, hiç karşılaşmayan, pozitif ayrıcalıklı, şanslı kişiler için ne olduğu belirsiz olan kavramdır.

     
  2. kendini kaptırmak

    Bir işi yapmaya başlarken, o işe olması gerekenden çok daha fazla önem vererek, başka şeylerle ilgilenemez hâle gelmek, gözü başka şey görmemek durumudur. Duyguyu ve ilgiyi abartmaktır, dozu doğru ayarlayamamaktır. Kapılıp giden kişi, durumunun farkına varmazsa, kişi ya da olayın etkisinden kurtulamazsa, bağımlı hâle gelebilir ve vazgeçilmezi olabilir. Günümüz gençlerinin en büyük sorunu olan bilgisayar oyunları, ekran yüzü olan kişilerin estetik merakı, zayıflamak isteyen birinin ideal kilosuna indiği hâlde hâlâ zayıflamaya devam etmesi örnek olarak verilebilir.

     
  3. soba yakmanın ciddi bir marifet olması

    Herhangi bir şeyin yanması için üç şey aynı anda olmalı;

    bir:yanıcı madde, iki:yakıcı madde(oksijen gazı), üç:tutuşma sıcaklığı.

    Bunlardan biri eksikse, orada yanma olayı gerçekleşmez.

    Sobayı yakmak tabi ki kolay bir iş değildir. En zoru yeterli miktarda oksijenle, tutuşma sıcaklığına ulaşabilmektir. Bu gerçekleştirebilmek uğruna Maalesef ülkemizde kayda geçen, üzücü haberler de var. Daha geçen hafta ana sayfada gördüm. Muğla'da bir genç sobayı yakmak için sobaya tiner dökmüş ve tiner kutusu elinde parlayarak genci ciddi derecede yaralamış ve sonrasında 23 günlük yaşan mücadelesini kaybederek vefat etmiş.

    Yanıcı, parlayıcı, alev alıcı kimyasallarla, tiner gibi, alkol gibi, sobayı yakmaya çalışmak çok ciddi bir hatadır. Israrla yanmıyorsa, ortamı havalandırmak ve oksijeni arttırmak gerekir. İlk görev yerim olan doğuda görev yaparken dört yıl boyunca ben de soba yaktım. Evet kolay bir iş değil, ancak sanıldığı kadar zor da değil. Her vatandaşa az çok kimya bilgisi lazım. Eminim o genç, elindeki tinerin ufacık bir kıvılcımla alev topuna dönüşeceğini bilse, o gün o sobayı hiç yakmamayı tercih ederdi ve şuan aramızda olurdu. Ki bunun gibi daha nice haberler var, ilk değil, umalım ki son olsun.

     
    (Bkz: kimya bilgisi)
  4. kırmızı lahana

    Doğal bir indikatördür kendisi. mor olan rengi asitte pembe/kırmızıya, bazda yeşil/sarıya döner. Böylelikle Bir maddenin asit mi baz mı olduğunu pratik bir şekilde lahana suyu ile anlamak mümkündür.

    Salata yaparken kullanılan limon, yoğurt, sirke gibi asidik yapıdaki maddeler lahananın rengini pembeye çevirir.

    Kimileri sebze soyma bıçağı aparatını kullanarak ince ince doğradığını söylüyor ancak ben, manuel, elle dilimlemeyi tercih ediyorum. Tabi bu sırada ellerim, parmaklarım ve tezgahta lahananın değdiği her yer mor ya da pembeye boyanıyor. Allahtan lekesi kolay çıkıyor.

    Rengi mor olan her sebzenin ekstradan faydalı vitamin ve mineraller içerdiği söylenir uzmanlarca. O sebeple bol bol tüketilmesinde fayda var.

     
  5. çanakkale savaşı

    Çanakkale'de bir haftalık bir çalıştaya katılmıştım yaklaşık 10 yıl önce. Bu sırada bir öğleden sonra tüm grubu büyük bir otobüse doldurup, adım adım Çanakkale'nin tarihi yerlerini, duyulmamış hikayeleri anlatarak gezdirmişlerdi. Her gittiğimiz yerden tarih fışkırıyordu. Bu büyük savaşı anlayabilmek ve gerçekten hissedebilmek için yerinde görmek ve dinlemek gerekiyormuş. O kısacık süre bana yetmedi. Siperlerden tutun, nusret mayın gemisine kadar her bir noktayı tek tek, daha uzun süre ayırarak tekrar görmek istiyorum. Milli mücaledemizin en önemli zaferi olan bu savaşta canlarını veren, şehit olan tüm askerlerin ve vatanseverlerin ruhları şad olsun.