Türkiye'nin memur portalı

İncir, çok nazik ve sevmeyeni olduğunu düşünmediğim bir meyvedir. Hele ki yeterince olgunlaşmış, tam yenilecek kıvama gelmişken en dikkat edilmesi gereken noktadadır. Ancak gereken özeni göstermez, kaba davranılırsa ezilir, durumunu koruyamaz hale gelir, bozulur.

Deyim olarak, basit ve öngörülemez bir yanlışın, umulmadık sonuçlar doğurup, büyük zararlara yol açmasıdır. Küçük bir hata, yanlış bir davranış, yolunda giden işleri tersine çeviriverir. Yapılan tüm iyi işler, güzellikler, bir yanlışla yok olur gider. Dört yanlışın bir doğruyu götürmesi gerekirken, bir yanlış 99 doğruyu götürüverir, hem de farkında olmadan. o yüzden hep tetikte olup, o incirlere gözümüz gibi bakmamız gerekiyor, ki berbat olmasınlar. Ancak kimse böyle bir güce sahip değildir. Çünkü kimse mükemmel değildir.

İçinde %1,7 den daha az karbon bulunan ve değişik oranlarda başka elementleri de içeren demir alaşımlarının genel adıdır. Çok farklı çeşitte çelik olduğu için temelde karbon çelikleri ve alaşımlı çelikler şeklinde ikiye ayrılır. Karbon çelikleri, karbon yanında çok az oranda başka element içeren çeliklerdir. Başka elementler başlıca manganez ve silisyumdur, oranları ise çok düşüktür. Alaşımlı çelikler ise manganez ve silisyumdan başka krom, nikel, kobalt, wolfram(tungsten), molibden gibi metalleri de içerir.

Örneğin en yaygın bilinen paslanmaz çelik, içinde %0,5-1,5 karbon, %12 civarında krom, az miktarda nikel bulunan demir alaşımıdır. Paslanmaz çelik, asitlerden etkilenmez, havada paslanmaz, bu nedenle iyi cins çatal, kaşık ve bıçaklar paslanmaz çelikten yapılır.

Adi çelik ise, içinde sadece %0,5-1,5 arasında karbon bulunan demirdir. Ham demirin karbon oranını, çeşitli yöntemlerle düşürmek suretiyle elde edilir. Bunun için binlerce derece yüksek sıcaklıklardaki çelik fırınlarında, erimiş halde bulunan ham demir içersinden hava geçirilir. Havanın oksijeni, erimiş ham demirin içindeki karbonun bir kısmını yakar. Böylece Geride çelik kalır. Erimiş çelik külçe haline getirilip, çubuk, tren rayı, sac şeklinde kullanılır. Adi çelik, havada paslanır. Bu nedenle adi çelikten yapılan her türlü eşyayı paslanmaya karşı korumak gerekir.

İsveç'li kimya mühendisi alfred nobel dinamiti keşfetmiştir. Bu nedenle elde ettiği çok büyük servetten bir kısmının kendisi öldükten sonra her yıl, bazı alanlarda insanlığın ilerlemesine en çok katkıda bulunan kişilere ödül olarak sunulmasını istemiştir. 1901 yılından itibaren hiç aksamadan her yıl verilen nobel ödüllerinin dünyadaki en prestijli ödüllerin başında geldiği söylenebilir.

Nobel ödüllerinin dağıtıldığı alanlar; kimya, fizik, fizyoloji, tıp, edebiyat ve barış şeklindedir. Fizik, kimya ve tıp alanlarında ödül en önemli icadı gerçekleştirenlere, edebiyat ödülü en soylu ve en içten bir ideali dile getirenlere, barış ödülü uluslararası alanda kardeşliğin gerçekleşmesine hizmet edenlere verilmektedir.

Bu ödülleri vermek için dört kuruluş görevlendirilmiştir. İsveç krallık bilimler akademisi, fizik ve kimya; stockholm karolinska enstitüsü fizyoloji ve tıp; stockholm akademisi edebiyat; norveç parlamentosu tarafından seçilmiş bir komite barış ödüllerini belirlemektedir. 1968 yılından itibaren isveç bankası bu ödüllere bir de iktisat bilimleri ödülünü eklemiştir.

Biyodizel, kanola, soya, aspir gibi bitkilerin tohumlarından elde edilen bitkisel yağlardan kimyasal yollarla elde edilen dizel araç yakıtıdır.

Biyobenzin, buğday, patates, mısır, şeker pancarı ve şeker kamışı gibi nişasta-şeker bitkilerinden elde edilen susuz alkollerdir. Bu alkoller biyoetanol olarak adlandırılır.

Biyodizel üretimi etil alkolle yapılırsa buna etil ester denir. Etil alkolün maaliyeti yüksek olduğundan dolayı bu yöntem pek uygulanmaz. Etil alkolün bol olduğu(şeker kamışından dolayı) brezilya gibi ülkelerde daha çok kullanılmaktadır.

Metil ester, biyodizel olarak bilinen dizel araç yakıtının bilimsel adıdır. Dünyada biyoyakıtlar içersinde en yaygın olarak kullanılanıdır.

Aldehitlerin ilk üyesi olan formaldehit(metanal)(hcoh)in %40 lık sulu çözeltisine verilen addır. Formalin çözeltisi proteinleri sertleştirip, çürümelerini önlediğinden, tıpta ölmüş doku ve organların saklanmasında kullanılır.

O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.

En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.

Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.