Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
İki ya da üç sene önce, "çaydanlığın altını kapattım mı, şüpheye düştüm" diyip eşimi arayıp, teneffüste eve yollayıp-ki normalde hep evden çıkmadan önce kontrol ederiz, o gün etmemişiz-, kontrol ettirmişliğim olan ben, bir kaç kez de ütünün fişini çektim mi diye tereddütlere düşünce çözümü, dışarı çıkmadan önce ütü yapmamakta buldum.
Bir kavramı, kişisel deneyimler sonucunda bilimsel gerçeklerden uzak bir şekilde gerçek anlamından farklı ve yanlış tanımlamaktır.
Kavram yanılgılarının oluşmasındaki temel sebepler, okullarda öğretilen özellikle soyut konuların öğrenciler tarafından yanlış algılanması, gündelik dilde kullanılan kavramların bilimsel dilde farklı anlamlara gelmesi.. sayılabilir.
Basit kavram yanılgısı örnekleri:
--şeker suda eridi. / yanlış
şeker suda çözündü. / doğru
--hava ısısı düştü. / yanlış
hava sıcaklığı düştü. / doğru
--emel'in ağırlığı 42 kg'dır. / yanlış
emel'in kütlesi 42 kg'dır. / doğru
Sınavdan beklediği puanı alamayan ve çoğunlukla yazdığı herşeyin doğru olduğunu zanneden ve karşılığında puan alacağını düşünen öğrenci davranışıdır.
Her sınavdan sonra kağıdına bakmak isteyen öğrenci tek tük çıkar. ben de önce bir söylenirim, yeterince bakmadan mı kağıdını verirken, derim. malum her öğrenci kağıdına bakmak istese yüzden fazla öğrenciye kağıt göstermek gerekir, enerji ve zaman kaybıdır. Günümüzde her sınav sonrası cevap anahtarı okul panosunda-şimdilerde sınıf watsapp gruplarında- sergileniyor zaten. Bilinçli öğrenci ne yazdığını bilir, alacağı puanı kestirir. Sınavdan 30 alan bir öğrenci, 70 bekliyorsa ciddi sorun vardır. 16 yıllık öğretmenim daha kağıdına bakıp da notu yükselen bir öğrenci görmedim. Ancak hiç bir öğrenciyi de geri çevirmedim, devlet sırrı değil nihayetinde, öğrencinin aklında soru işareti kalsın istemem.
Aklına gelen bir fikri kısa sürede hayata geçirmeye çalışan; dili, eli, ayağı hızlı hareket eden; beklemek nedir bilmeyen kişiler için kullanılan ifadedir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |