Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Okuldaki matematik öğretmeni arkadaşlara soruyorum, derste nasıl sorular çözüyorsunuz diye; tabi ki çoğunlukla eski tarz, bilgi ağırlıklı, klasik soruları çözüyorlarmış, hem yeni nesil soru sayısının az olması, hem de ders sürelerinin yetersizliği sebepleriyle(ki ben sınavla öğrenci alan proje okulunda görev yapıyorum). üniversite sınav sorularının hemen hemen hepsinin, hikayesi olan, alışılmışın dışında, bilginin yanında mantık ve muhakeme hatta hayal gücünü sorgulayan sorulardan oluşuyorken, hâlâ müfredatın bu yönde düzenlenmemiş olduğunu görmek üzücü. Sonra da matematik başarısı neden düşük diye sorgulanıyor ve en kötüsü de öğrenci matematik çalışmaktan başka derslere çalışacak zaman ve enerji bulamıyor, matematikte zorlanınca da havlu atıyor.
Çoğu kişinin "sen mi yapacaksın" dediği, hatta imkansız olarak gördüğü, büyük ihtimalle yapabileceğine güvenmediklerinden ya da şartların zorluğundan dolayı kişiyi olumsuzluğa sevketmeye ve umudunu kesmeye çalıştıkları, ancak yapabileceğine inanan ve içindeki güce güvenen, şartlar ne kadar zor olursa olsun çalışıp, çabalayıp, yılmayan, umudunu kesmeyen kişinin, çevresindeki tüm bu negatifliklere karşın, yapmak istediğini başarması, amacına ulaşması, yapılamaz denileni yapması ve bunun karşılığında haklı gururunu yaşamasıdır.
Normalde gün ağarmaya başlayınca kaybolan ancak Bir kaç gündür nerdeyse öğleye kadar kalkmayarak, yaşadığımız yeri etkisi altına alan, 10 adım sonrasını görmenin imkansız haline geldiği ve bu halde araba kullanmanın hepten zorlaştığı, aklıma çok öncelerde izlediğim "öldüren sis" filmini getiren, atmosferdeki su buharının yeryüzüne yakın bölgelerde kümelenmesiyle oluşan meteorolojik olaydır. Sis kimyasal anlamda heterojen sıvı-gaz aerosoldür, sisli havada insan deniz kenarında yürüyormuş gibi yüzüne su damlacıklarının çarptığını hisseder.
Daha çok 80'li yıllarda çocukluğu geçen bizlerin çocukken oynadığı, belki de büyüklerin, çocukları belli bir süre sessiz kalmalarını sağlamak için icat ettikleri; bir, iki, üç ve tıp dendikten sonra oyuna katılan kişilerin derin bir sessizliğe gömüldükleri, ancak çocuk olmanın da verdiği enerjiyle fazla dayanamayıp konuşarak oyunda yandıkları bir çocuk eğlencesi türüdür.
"Söz gümüşse, süküt altındır" atasözünü uygulamalı öğretme şeklidir de denilebilir.
Eşimle dışarıda yemek yemiştik bir yerde, üstüne tatlı söyleyeceğiz. Eşim garson geldiğinde, haydarpaşa tatlısı istiyoruz deyince, ben gülmekten garsonun surat ifadesini bile göremedim. Eşim, Kemalpaşa tatlısı ile buralarda(trakya bölgesi) meşhur olan hayrabolu tatlısını karma yapıp yeni bir tatlı türü icat edivermişti, tabi lafta, asıl istediğimiz hayrabolu tatlısıydı. Arada hatırlatır, takılırım; güleriz.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |