Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
tanıdık, tanımadık farketmez, birinin yararına dokunur birşeyler yapabilmek, birinin mutlu olmasını sağlamak, sıkıntısını bir nebze giderebilmek, içine bir ferahlık getirebilmek, endişeli yüzünde bir tebessüm oluşturabilmek, düşmekte olanın elinden tutabilmek, görmeyene göz, duymayana kulak, konuşamayana ses olabilmek.. kişinin hem karşısındakine hem de kendine yapabileceği en büyük iyiliktir. Duyarlı ve duygu-düşünce eşiği yüksek olan insanlar iyilik yapabilir. İyilik çift yönlü katkı sağlar zira iyilik yapmanın huzuru, iyiliği yapan kişide de -kendinden birşeyler kaybederek yapmadığı sürece- ferahlık ve mutluluk oluşturur.
Mutsuzluk ile çok okumak arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu sanmıyorum. Olsa olsa dolaylı bağlantı olabilir. Bir insan 2-3 üniversite biterir, 3-4 dili bilir, bilişim gibi alanlarda da yetkindir ancak iletişim becerileri düşüktür. bir eksiklik, diğer fazlalıklardan baskın gelir ve becerilerini düşünerek yerleşmeyi umduğu konuma bir türlü ulaşamaz ve bunun neticesinde mutsuzluk ve hayal kırıklığı yaşar.
Çok okumak, hiçbir zaman dezavantajlı bir durum yaratmaz. Çok okumak kişinin kendi tercihidir, elinden gelebileceği, yapabileceği kadar okuyabilir; ancak elden gelmeyen, değiştirmeye gücünün yetmediği durumlar, ülkenin ekonomik şartları, kendi kişilik özellikleri, toplumsal önyargılar vb. mutsuzluk oluşturabilir.
Küçük olan mideyi genişletme işlemidir, sürekli hâle getirildiğinde beyzbol topu büyüklüğündeki mide basketbol topu büyüklüğüne ulaşır ve mide genişledikçe orayı doldurmak için yenmesi gereken yiyecek miktarı artar. Hiçbir zaman yapmadığım bir şeydir, istesem de yapamam, midem kabul etmez. O yüzden Sınırları bilmek ve zorlamamak gerekir.
Tabi ki böyle bir asit yoktur, sağır duymaz uydurur misali. Hidro= su demektir. Hidrolik asit, su asidi manasına gelir ancak su nötrdür. Suyun asidik ya da bazik özelliği yoktur. Sadece dil sürçmesi ya da yazım hatasıysa yine ucuz kurtulmuştur. Bizzat asitlerle çalışırken çok dikkatli olunması gerekir zira oldukça aşındırıcı ve tahriş edici kimyasallardır, hata kabul etmez.
Bir işi elbirliği ile birlikte yapmak ya da aynı amaç için bir fikir çatısı altında buluşmaktır.
Ortaklık, birlikte hareket etmeyi, güçleri birleştirmeyi, birbirine destek olmayı gerektirir. Ancak Ortak olunan kişiler arasında işi yapmayı sevmeyen, istemeyen üyeler ya da grupta fikir ve görüş ayrılıkları varsa yapılan iş sekteye uğrar, amaca ulaşmak zorlaşır. Bu sebeple ortak olunan kişiler dikkatli seçilmelidir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |