Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Bizim neslin bebeklik ya da çocukluk fotoğrafları çok azdır, çünkü o zamanlar fotoğraf makineleri yaygın kullanılmıyordu. O yüzden Çocukluk döneminden kalma hemen hemen sahip olduğum tek bir fotoğraf karesi vardır, elimde büsküvi ve etrafımda aile fertleri ile birlikte çekilmiş olan. Şimdi bunun acısını, teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanıp, ailem ve sevdiklerimle paylaştığım o güzel anları, sadece kafamda değil elimdeki fotoğraf karesinde de diri tutabilmek adına, fırsatını bulduğum her anda fotoğraf çekerek çıkarmaya çalışıyorum.
Köy ortamında uzak durmanın mümkün olmadığı, her türlü farklı familyadan böcekle karşılaşmanın sonucunda tavan yapan korku ile anlık çığlıkların kopması şeklinde kendini belli eden korku türüdür. Özellikle de gece yatarken, karanlığı fırsat bilen böceklerle karşılaşabilme ve hatta ısıralabilme ihtimali, başlı başına huzursuzluk kaynağıdır. Bu korku, Sabah kalkıldığında kol ve bacaklarda oluşan kızarıklıklar ve şişkinlikler için, sivrisinek mi yoksa bir böcek ısırığı mı sorusunu bütün gün sordurtur.
Ehliyetimi eşimin ısrarları neticesinde, uzun yol yolculuklarında eşimin yerine bir müddet aracı kullanıp, onun dinlenmesini sağlamak niyetiyle aldım lakin kaza yaparım korkusu ve cesaretsizliğim ağır basınca niyetimiz gerçekleşemedi. Ancak şu bir aylık uzun yol yolculukları sırasında başlıktaki soruyu kendime çok sık sordum ve sonrasında çok fena gaza geldim, pratik yapıp, kısa süre içersinde şoför koltuğuna oturup, bilinçli ve dikkatli bir sürücü olarak yollarda yerimi almak istiyorum.
Kendi alışkanlıklarına ve ev ortamına çok alışmış olan kişilerin, kendi konfor alanından çıkıp, farklı ortamlarda kısa süreliğine bile olsa yaşamak durumunda kalması halinde kişide oluşan huzursuzluk, kendi ortamını arama ve rahat edememe durumudur.
Özellikle ilk kez gittiğim bir il ya da ilçede, en rağbet gören, yöresel lezzetleri en iyi şekilde sunan, işini iyi yapan, fiyat/kalite performansı yüksek mekanlarını önceden araştırma yaparak tespit edip, buralarda yemek yemek en sevdiğim şeylerden biridir.
Yakın zamanda gaziantep'te bir mekanda tasın içinde kepçeyle gelen yarı yoğurdumsu ayranı bu sayede keşfettim, tadı da çok güzeldi, Ama biz ayran istemiştik diyip, garsonu da şaşırtmıştık.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |