Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Kurucusu jeremy bentham olan, faydacılık, yararcılık anlamına gelen utilitarizm, En fazla kişinin iyiliğini sağlayan eylemin en iyi ve en doğru eylem olduğunu ve eğer çoğunluk fayda görecekse az sayıda insanın zarar görmesinin göze alınabileceğini savunan felsefi akımdır.
Pandeminin başında ingiltere'nin uygulamaya çalıştığı ancak gelen tepkiler üzerine vazgeçtiği sürü bağışıklığı ile virüsü kontrol altına alma politakası, utilitarizm ile ilişkilendirilebilir.
Açığa çıkan klor gazının, bu işi gerçekleştiren kişileri ölüme kadar götürebilecek etkisinin olmasından dolayı kesinlikle yapılmaması gereken bir işlemdir.
Bir kimyacı olarak, insanların bu temizlik maddelerini birbiri ile karıştırma merakını bir türlü anlayamıyorum. Temizlik maddelerinin çoğu bazik, bir kısmı da asidiktir. Birbiri ile tepkime verdiklerinde açığa, hiç de masum olmayan kimyasallar çıkacağı için temizlik maddeleri birbiri ile kesinlikle gelişigüzel karıştırılmamalıdır-kamu spotunu da yapmış olayım-.
Kişinin baştan, bir işi başaracağına inancı yoksa istediği kadar çalışıp, çabalasın ter döksün, başarılı olması mümkün değildir. Ancak yola başarılı olacağı inancıyla çıkarsa, bu inanç, çalışmasını da güçlendirir, başarıya ulaşmasında temel, yolunu aydınlatan ışık olur.
Bu sözün gerçekliğine, bizzat kendi hayatımda tecrübe etmiş olduğumdan, sonuna kadar inanıyorum. Üniversite bitip öğretmen olarak atanmak için kpss ye girmeden önce, branşımda açıklanan kontenjanın tüm türkiyede iki elin beş parmağı kadar olduğu ilan edilince, çoğu arkadaş sınava girme gereği bile duymadı. Ben ise hiç yoktan iyidir diyip, sayının azlığından ziyade sınava odaklanıp atanmayı bildim, çalışırsam yapabileceğime inanıyordum çünkü. Bu örneği bazen öğrencilerime de anlatıyorum, inanıp, çalışıp elde edebilecek bir şey olduktan sonra hayatta her şey mümkün.
Verildiğinde, alınmasından daha büyük bir mutluluk yaşatan, benim için maddi değeri küçüldükçe manevi değeri artan, karşı tarafla bizim için değerli ve önemli olduğu hissini paylaşmamızı sağlayan, kişiler arasında daha sık teklifsiz bir şekilde alınıp-verilmesi-paylaşılması-esirgenmemesi gereken, ilişkileri güçlendiren her şeydir.
Yeri gelir bir tebessüm, en sevdiğin yemek, tatlı bir sohbet, sevdiğin kişinin yanında olması..başlı başına bir hediyedir.
Havaların ısınmasıyla birlikte, Bir kaç çeşit kutu dondurma ve hazır pakette satılan dondurma külahı alarak evde külahta dondurma keyfi yapmak mümkündür.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |