Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Film izlemeyi seven ve pek çok film izlemiş biri olarak benim en çok hıçkıra hıçkıra ağladığım, ciğerlerimi parçalayan, kore yapımı 7.koğuştaki mucize filminin final sahnesi olmuştur. Başka filmlerde de ağlamışlığım vardır tabi. Hatta arada sırf ağlayıp, rahatlamak için bu tür yüreğe dokunan filmleri izleyesim gelir.
İlk görev yerime başladığımda, bir ay gibi kısa bir süre içersinde ani kilo kaybı yaşamış, üstümden kıyafetler düşmeye başlamış, hatta öğretmen olduğum ilk gün giyeceğim diye özene bezene aldığım takım elbisenin pantalonu yerleri süpürmüştü, ancak ben hâlâ herhalde pantalonlar gevşedi, yanlış yıkanıp bollaştı diye düşünüp, sorunu kıyafetlerde aramıştım, duruma çok geç aydım.
Bu arada kıyafetler bollaşmışsa, muhakkak kilo verilmiştir, tartı bozuk olmalı.
Bu konuda öznenin ıslanan çorap olduğuna ve bir terliğin ıslanmasının bir sürü yolunun olduğu, bir önceki entryde olduğu gibi -bu denli detaylıca anlatılmaya da hiç gerek olmadığını düşündüğüm- tek bir nedene bağlanmaması gerektiğine dikkat çekmek isterim. Lavaboda sizden önce biri abdest almıştır, terlikler ıslak kalmıştır, o nedenle çoraplar ıslanmış olabilir, balkonda çiçekler sulanırken terlikler ıslanabilir ya da geceden yağmur yağmıştır, sabaha kurumamıştır ya da benim gibi özellikle ev terliklerini belli periyotlarla çamaşır makinasında yıkıyorsanız terlik dıştan kurumuş görünebilir, ancak içindeki süngeri ıslak kalabilir vb. Pek çok nedenle de çorap terlik içinde ıslanabilir.
Atom fiziği konusundan mı yoksa mükemmel boza yapmanın üstüne düşmekten mi bahsediliyor ana başlıkta diye tahminde bulunabileceğim konu.
Demek ki herkesin başına gelebilen bir topmuş, ancak gelen topun hızı aynı mıdır, bilinmez. Ortaokulda beden eğitimi dersinde bahçede oyun oynarken tam suratıma, çok hızlı gelen bir topla kazaya uğradım, darbenin etkisiyle burnumdan şarıl şarıl kanlar gelmeye başladı. Beden eğitimi öğretmenimiz beni kaptığı gibi yakınlardaki sağlık ocağına götürdü, pansuman yapıldı, o kadar. Şimdilerde olsa gidip bir mr ya da tomografi falan çektirilirdi herhalde, kalıcı, görünmeyen bir hasar var mı diye. 40 ıma merdiven dayamış biri olarak bu yaşıma kadar o darbenin bir etkisini yaşamadım. Zaten futbol topu ile de ilk ve son karşılaşmam bu şekilde olmuştur.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |