Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

emelkoca

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,652 entry 576 konu 364 puan
09.05.2024 15:38 son işlem tarihi takip etme takip et

2024 yılında hiç yaz dizisi çekilmeyecek olması

O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.

En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.

Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.

08.05.2024 17:17
  1. Bu sene avya çokmuş kış sert geçecek

    Anadolu insanının, Doğada meydana gelen olağandışı bir takım olaylara dayanarak, sebep-sonuç ilişkisi kurma ve çıkarımda bulunma şekillerine verilebilecek örneklerden sadece biridir. Tabi ki ayva rekoltesinin yüksek olduğu senelerde, kışın hava sıcaklığının düşük seyretmesi gibi bir durum yoktur ancak meteoroloji bilgilerinin yaygın olmadığı yıllardan kalma, tamamen tecrübe ürünü olarak geliştirilen bu tür sözlere de kulakları tıkamamak gerekir.

     
  2. Empati yoksunluğu.

    Empati, toplumumuz insanı tarafından nedense hep karşı taraftan beklenen, hep başkalarının bize karşı yapması gereken bir ödevmiş gibi algılanan, bir duygu ve davranış içselleştirme durumudur. Hayatında en yakını da dahil, başkalarına karşı hiç empatik olmayı becerememiş kişilerin, ısrarla çevresindeki kişilerden kendisine karşı empati duymalarını beklemesi tam anlamıyla bir çelişkidir.

    Nasıl ki kendine saygı duyulmasını bekleyen kişinin, önce çevresindekilere saygı duymayı bilmesi gerekirse; Kişinin önce kendisinin empati duymayı öğrenmesi gerekir. Empati, Genelde de işlenen bir kabahat veya yanlış bir davranış sonucunda, "hadi kendini benim yerime koy, sen olsan ne yapardın, aynısını yapmaz mıydın" şeklinde manipüle edilerek, yanlışa kılıf uydurma çabasının malzemesi hâline getirilmeye çalışılır. O yüzden günümüzde tam anlamıyla, doğru bir şekilde empati kurmak veya kurmaya çalışmak mümkün olmuyor. Ayrıca çünkü çoğu insan, olaylar ve durumlar karşısında kendi duygusunun farkına bile tam anlamıyla varamayıp, varsa bile yanlış aksettirip, etrafına doğru duygu aktarımında bulunamadığı için empati kurmak zorlaşabiliyor.

     
  3. azı karar çoğu zarar

    Hiçbir şeyde aşırıya kaçmamak gerektiğini, herşeyin ölçüsüyle yapıldığında doğru ve güzel olduğunu, abartıya kaçılmaması gerektiğini ifade eder.

    Sevginin, hüznün, yemenin, uyumanın, konuşmanın, ilginin hatta çalışmanın, hayattaki hemen hemen herşeyin belli dozda olması durumunda, kişiyi ve çevresindeki insanları olumlu etkiler, doz aşımında ise sıkıntılar yaratabilir. bir şeyi başarma isteği normal düzeyde olduğunda "azim", aşırı düzeyde olduğunda "hırs"; karşı cinse duyulan ilgi normal düzeyde olduğunda "sevgi, aşk", aşırı düzeyde olduğunda "saplantı"; kendine güvenme ve inanma normal düzeyde olduğunda "özgüven", aşırı düzeyde olduğunda "kibir, ego ve ukalalık" şeklinde tanımlanır, bunlar gibi pek çok örnek azının karar, çoğunun zarar olduğu durumlara uyar.

     
  4. 30'lu yaşlar

    Ablalıktan teyzeliğe terfi edildiği, beyinsel ve fiziksel aktivitelerin yavaşlamaya başladığı, biyolojik saatin daha hızlı ilerlediği, davranışsal olgunluk düzeyinin tavan yaptığı yaşlardır. Her yaşın ayrı bir güzelliği olduğuna inanan biri olarak, Son demlerini yaşadığım otuzlu yaşların akabinde, kırklı yaşların neler getireceğini ya da götüreceğini, allah ömür verirse bizzat yaşayıp, göreceğim.

     
  5. GÜMÜŞ

    Ag simgesine sahip, 47 atom numaralı ve 108 atom ağırlıklı, yoğunluğu 10,5 g/ml olan, periyodik cetvelde 5.periyot 1 b grubunda bulunan, bileşiklerinde +1 değerlik alan bir metaldir. ayna yapımı ve fotoğrafçılık başta olmak üzere pek çok alanda kullanılan gümüş, altın ve platin grubu metalleri ile birlikte değerli elementler sınıfına girmektedir.