Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
En az iki maddenin(girenler) kendi bağlarını kırıp, yeni bağlar oluşturarak bir araya geldiği, kendi kimlik özelliklerini kaybederek farklı özellikte yeni maddeler oluşturduğu(ürünler) kimyasal olaylara verilen ad. tepkimeye giren ve çıkan maddelerin cinsine göre, Yanma, asit-baz(nötralleşme), analiz, sentez, redoks .. gibi tepkime çeşitleri vardır.
Genelde verici insanlar hep başkalarını mutlu etme çabasına girerler. isterler ki ailem, eşim, dostum, akrabam mutlu olsun; sevdiklerim mutlu olursa, böylece ben de mutlu olurum. ancak iş kendine gelince başkalarını mutlu etmek için gösterdiği perfonmansın onda birini kendine yapmaz. işte bu aşamada bu insanların kendini şımartmayı öğrenmesi gerekiyor. bir kere yapsalar bunu, eminim devamı gelecektir.
Hep başkalarına değil, bir kere de kendinize hediye almak, haftanın altı günü başkalarının sevdiği yemeği pişirmeyip, bir gün kendi sevdiğiniz yemeği pişirmek, bir gün iş çıkışı hemen eve gelmek yerine sinemaya gitmek, aklınızda yokken pastanenin önünden geçerken vitrinde gördüğünüz en sevdiğiniz tatlıyı almak, hafta sonu fazladan iki-üç saat uyumak gibi normalde yapmadığınız ancak hep yapmak istediğiniz ve size mutlu edecek olan şeyleri yaparak kendinizi ödüllendirmiş olmanız, kendinizi şımartmaya başladığınızı gösterir.
İnsanların giriş-çıkışlarını kontrol altına almak, teker teker ve nizami geçmelerini sağlamak amacıyla, akbil gişeleri, sinema girişleri, spor salonu gibi yerlerde kullanılan, bazılarının kart, jeton ya da para atılarak mekanizmasının çalıştığı, üç kollu düzenek sistemi.
Bizim evdeki tek işlevi köri soslu tavuk yemeği yaparken kullanılıyor olmasıdır. Onun dışında diğer yemeklere kullanma cesareti gösteremiyorum zira yemeklerde baharatlarla aram çok iyi değildir. Köri baharat olarak çok baskın ve keskin bir tadı var. Tavuğa yakıştığını tecrübe ettim o da az miktarda kullanmak şartıyla. O nedenle paket bitmeden son kullanma tarihi geçmiş olur çoğunlukla.
Kişi yaptığı hatanın başkası tarafından da yapıldığını görünce, büyük ihtimalle "bu hataya düşen bir ben değilmişim, işte başkaları da bu hatayı yapabiliyormuş" düşüncesinin verdiği rahatlıkla, sanki o hatayı kendisi de yapmamış gibi, kendini hatanın dışında görüp, başkalarını verip veriştirir. Bu ancak Kendisiyle barışık olmayan insanların bulunabileceği bir davranıştır.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |