Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

emelkoca

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,651 entry 576 konu 364 puan
08.05.2024 18:20 son işlem tarihi takip etme takip et

el etek öpmek

Başka nasıl bir yerlere gelebilecek, bunu düşününce utanma duygusunu evde bırakmış olan vasıfsız kişiler, ne olur ki iki el öpsem, birilerinin koltuğunun altına sığınsam, ne kaybederim ki diyip onun bunun peşinden koşturur, istediğini elde edince de kasım kasım kasılır. Benim gibi proje okulu denilen ucube bir sistemin içindeyseniz, bu el etek öpücülerden geçilmez ortalık.

03.05.2024 22:30
  1. olayın ve kişilerin hayal ürünü olması

    Bazı kişi ve olayların gerçek hayatta varlığının mümkün olmaması, tamamen ütopik ve fantastik bir evrende yaşayan insanların olduğu ve olayların gerçekleştiği filmler için kullanılan ifadedir. Bu filmlerin bir kısmı, konunun işlenişine göre absürt kategoriye de dahil olabilir. Örneğin uzaylıların ana karakter olduğu bir film gibi.

     
  2. Bugün olanlar

    Bugün üniversite sınavının ilk ayağı olan tyt sınavı gerçekleşti. Sınav görevi almadım, pandemi şartlarından dolayı, görevli olsaydım sınavın nasıl geçtiğini, sınavın zor mu kolay mı olduğunu, direkt sınava giren öğrencilerin vücut tepkilerinden anlayabilirdim. Artık Öğrencilere sınavlarının nasıl geçtiğini sormak için, yarınki ayt sınavlarının da bitmesini bekleyeceğim. Dilerim tüm gençler, emeklerinin karşılığını almış olarak atlatırlar bu süreci.

     
  3. gömlekle denize girmek

    Denizin içinde bile olunsa, eğer ki kişinin cildi hassassa her türlü önlemi almak şart olmuştur. Çünkü Deride açıkta kalan her nokta, güneş tarafından kızartılmakla kalmayıp, büyük küçük kahverengi lekelenmeler, çiller de oluşabiliyor. Yüzümde ve sırtımda hâlâ geçen seneden kalma güneş lekelerini taşıyorum. toplamda iki ya da üç kez denize girmişimdir, Her gün girenleri düşünemiyorum.

     
  4. bu bilgi hayatta ne işime yarayacak

    Okul hayatındaki öğrencilerin ortaokul çağında kafalarında oluşmaya başlayan bu sorunun, lise hayatında gittikçe zorlaşan konular karşısında artık dile getirme cesaretini göstererek, kendilerince haklı veryansın etme şekilleridir. biz bu konuları öğreniyoruz da gerçek hayatta nerde karşıma çıkacak ki? sorusunu öğrenci kafasında hiç oluşturmamalı bile. Zira teorik ve soyut gibi görünen çoğu ders konusu aslında hayatla o kadar ilintili ki. Artık günümüzde yeni müfredat programları da çoğunlukla bu ilintileri kapsayacak şekilde hazırlanmış durumdadır.

    Kendi branşım olan kimyanın, kimya bilgisinin gündelik hayatta karşımıza çıkan konularına bazı örnekleri şu şekilde verebilirim;

    --soba zehirlenmeleri, sobaya atılan kömürün(karbon) yeterli miktarda oksijen olmamasından dolayı, tam yanmaması sonucu oluşan karbon monoksit(co) gazının solunması nedeniyle gerçekleşir. Çünkü co, oksijen tüketmeye yani yanmaya devam ederek karbondioksite(co2) dönüşürken, vücuttaki oksijeni bitirir, insanlar bu durumu fark edemeden oksijensizlikten ölürler.

    --temizlik maddelerinin çoğu bazik ve asidik maddelerden oluşur. Çamaşır suyu gibi kuvvetli bazik, tuz ruhu gibi kuvvetli asidik maddeler birbiri ile karıştırılırsa tepkimeye girerler ve açığa çıkan ürünler, sağlık açısından son derece tehlikelidir.

    --kolonya ve içki üretiminde kullanılması gereken alkol, etil alkoldür. Daha ucuz olduğu için etil alkol yerine, zehirli olan metil alkol kullanılarak hazırlanmış olan kolonya ya da içkinin tüketiminde, az miktarı körlüğe, çok miktarı ise ölüme sebep olabilir.

    --gazların sıvılardaki çözünürlüğü basınç değişiminden etkilenir. Dalgıçlar denizin dibine dalarken ya da dağcılar çok yüksek dağlara tırmanırken soludukları havanın kandaki çözünürlüğünün, artan ya da azalan dış basınçtan etkileneceğini hesap ederek denizde çok aşağılara(vurgun olayı), karada çok yukarılara çıkmamaları gerekir.

    ..

    Daha pek çok örnek verilebilir, çünkü kimya, içtiğimiz sudan, soluduğumuz havaya, dna'mızdan, kemiklerimizin yapısına, kullandığımız ilaçlardan, plastik maddelere kadar hayatın her noktasında vardır.

    Ancak bilmeden de yaşıyoruz, bilmenin katkısı ne olacak ki diyene, benim verebileceğim tek cevap, sorgulamadan yaşamak bana göre değil, ben neyin ne olduğunu bilerek yaşamayı tercih edenlerdenim. Cehalet mutluluktur, anlayışı bu noktada bana göre değil.

     
  5. yarım bırakmak

    Bitirmek üzere girişilen bir işe başlayıp, ilerleme sürecinde bir takım sebeplerden dolayı, işi tamamlayamamak, bitirememek, yarıda bırakmak durumudur.

    Bazen kişi bir hevesle başladığı işi, hevesi kaçtığı ve canı istemediği için ya da yorulduğu için yarım bırakabilir. Bazen de kişinin maddi kaynakları tükendiği için bazı işleri yarım kalabilir. İnsan ilişkilerinde de, kurulan birliktelikler de bir takım sorunlardan dolayı daha ileri aşamaya geçemeden, yarım kalabilir. Bazen de okuduğumuz bir kitap, çizdiğimiz bir resim, yazdığımız bir hikaye de yarım bırakılır.

    Bazı örneklerde kişi, tekrar hevesi geri geldiğinde, maddi sorunlarını hallettiğinde, dinlenip yorgunluğu geçtiğinde yarım bıraktığı işi tamamlama şansını geri yakalayabilir. Ancak kişi bir insanı yarıda yolda bırakmışsa, ilişkileri yarım kalmışsa, aklı başına geldiğinde yarım bıraktığı ilişkiyi tamamlayamayabilir. Çünkü bıraktığı kişiyi aradığında, bıraktığı yerde bulamayabilir.