Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
O halde ben şimdiden temmuz ayında memlekete gideceğimizden temmuz ayı boyunca sözlükte olamayacağımı söyleyeyim. Bir yere gitmiyorum, sadece bir aylık yaz tatili molasına çıkacağım. Ağustos ayında geri döneceğimin (tabi allah izin verir de sağ salim dönebilirsek, kaç bin km yol yapacağız, hesaplaması zor) ve kaldığım yerden yazmaya devam edeceğimin sözünü vererek, bir hafta öncesinden durumumu bildiriyorum.
Ne içtiklerini bilmiyorum ancak doğal kefir mayası bulup, evde kolayca mayalayarak son derece faydalı bir süt ürünü olan kefiri içmeleri tavsiyesinde bulunabilirim.
Geçmiş olsun metin bey, hafif ve ilaç kullanmadan atlatmanıza sevindim. Bu vesile ile aşı olmanıza da şimdilik gerek kalmamış oldu, kendi üreteceğiniz antikorlarınız, bünyenizi korumak için yeterli olacaktır umarım. Çünkü aşı mı daha çok antikor oluşturuyor yoksa hastalığı geçirip atlatmak mı, tam net değil, yaşayarak göreceğiz.
Şahit olduğu, yaşadığı Herhangi bir olay ya da davranıştan kötü etkilenip, yapması gereken şeyleri yapamaz hâle gelmek, sarsılmak, afallamaktır.
Kişi sonunda başarıya ulaşmak istediği bir yolda ilerlerken, önüne çıkan umulmadık engeller, çevresindeki kişilerin attığı çelmeler sonucu ufak da olsa tökezleyip, sendeleyebilir. Ancak varmak istediği noktaya kilitlenmişse, yere düşmeden, aynı ivmeyle olmasa da, tekrar yoluna devam ederek nihai amacına ulaşabilir.
Görev yaptığım bazı yerlerde benim de başıma gelen, fırsatını bulup başka yere tayin isteyinceye kadar geçen süre zarfında, yaşadığım evde, çalıştığım okulda kendimi misafir gibi hissetmek, nasılsa gideceğim düşüncesiyle köklü ve uzun vadeli kararlar almaktan kaçınmak, günü birlik yaşamak, sorumlulukları azaltmak, bir nevi gözün hep kapıda olması durumudur. Böyle yazınca kolay ve rahat gibi gelebilir ancak bu duyguyu yaşayan kişi için durum hiç de öyle değildir. Sonuç ne olmuştur, gittiğim her yeni yerde de hep bir önceki yeri aramışımdır. Ta ki kalıcı olduğum, kendimi ait hissettiğim, kök salacağım yeri buluncaya kadar. Son yedi yıldır aynı yerde kalarak, göçebelikten kurtulmuş olmanın mutluluğunu ve huzurunu benden iyi kimse bilemez.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |