Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
"Dön, dolaş, yine başa gel" demektir.
Kişi bulunduğu noktadan bir yöne doğru ilerler, hareket eder, çabalar; ancak toplamda tüm bunların bileşkesi sıfırdır, neticede ne ileri gitmiştir ne de geri, olduğu noktaya geri dönmüştür.
Tam bir münazara konusudur. Her iki fikrin de savunulacak yönleri vardır: Herhangi bir bilgiyi, olayın geçtiği yerde bizzat gezerek, görerek, keşfederek öğrenmek, kişinin okuyarak öğrenemeyeceği detaylara sahip olmasını sağlar, kalıcı öğrenmeyi gerçekleştirir. Herhangi bir bilgiyi, kitaplardan, dergilerden, ansiklopedilerden okuyarak, internetten araştırarak öğrenmek, kişinin gidip görme fırsatını yakalayamadığı bilgilere ulaşmasına imkan sağlar.
Yani Bilgiye ulaşmada sınır yoktur. Gezerek ya da okuyarak fark etmez, her birinin avantajı ayrıdır, yeter ki kişi bilgi sahibi olmak istesin.
"İnsanları kitaplar gibi düşünün ve kapaklarına bakıp aldanmayın; asıl değerini okumaya başlayınca anlarsınız" mevlana'nın sözüdür.
Bir insanı tanımak için dış görünüşe bakıp, ilk izlenimlere aldanıp, acele karar vermemek gerekir. Kişi ile vakit geçirdikçe, duygu ve düşüncelerini paylaştıkça, derinlere inildikçe kişinin özünde nasıl bir yapıya sahip olduğu çok daha iyi anlaşılır. Özellikle bir kişiyi kötü gününüzde tanımanız çok daha kolaydır, zira iyi günde herkes iyidir zaten. Mühim olan kötü gününüzde kimin yanınızda olacağı, size destek vereceğidir.
Kendini bazı şeylere ve kimselere fazla inandırmaktan, onların gerçeği ile yaşamaktan, var olan asıl gerçeği görememek; başkalarının etkisinde kalarak normalde yapmayacağı şeyleri yapıp, iyiyi ve kötüyü ayırt edemeyecek duruma gelmek; gözünün ucundaki kusurları, hataları göremeyecek kadar öz kontrolünü kaybetmektir.
Uzun yol yoculuklarında karın doyurmak için, özellikle de sabah saatlerinde, yol kenarlarında bulunan menemenciler iyi bir seçenek oluyor. Samsun'da meşhurmuş menemenciler, tavsiye üstüne samsun'dan geçerken birinde durduk ve menenen yedik. Oturacak yeri zor bulduk, o denli kalabalıktı, lezzetliydi ancak hayatımda yediğim ve bundan sonra da yiyeceğim en pahalı menemendi, o yüzden hiç unutmam, gülücük.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |