Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Son birkaç aydır derinden hissedilen, hemen hemen her türlü üründe 2-3 ay kadar öncesi fiyatla güncel fiyatı arasında nerdeyse iki, üç katlık fark oluşturan zamlar silsilesi sonucu alım gücü olan insanları dâhi zora sokan, yaşam standartını olumsuz etkileyen, enflasyon canavarı karşısında insanların ezildiği yaşam koşullarını ifade eder. Bu pahalılık nereye kadar devam eder, alınan tedbirler ne ara sonuç verir, bilinmez ama insanlar ay sonunda, gelir-gider tablosunu denk getirebilmek için üstün bir çaba sarfediyor.
11 haneli bir sayı olan tc kimlik numarasında bulunan rakamların birbirine benzerliği ile ilgili olan ve akılda kolay tutma adına rakamları belli gruplar hâlinde kodlama şeklidir.
Yoksa en lazım olduğu anda ayyy neydi ki benim tc numaram diyip, karşıdakine bir tc kimlik numarasını doğru ezberleyememiş izlenimi vermek istemez kimse. Görüldüğü üzere çoğu kişide bu kodlama şekli farklıdır. Kişi, en kolay nasıl ezberlerim diye rakamlara baktığında bazı rakamlar birbirini tekrar eder, bazıları sıralıdır, bazıları birbirinin iki katıdır gibi ufak bir matematikle bu basit sorunun üstesinden gelir ve aklına yattığı şekilde kodlayıp, tc kimlik numarası lazım olduğunda numarayı bülbüller gibi şakır. Bu arada tc kimlik numaramı, 3-3-3-2 şeklinde kolayıma geldiği için yıllardır bu şekilde söylerim.
Daha dinlemedim, ancak dinlemiş kadar bilgi sahibi oldum. Zira haber kanallarındaki açık oturumlar dâhi bu şarkıyı ve gerçekten varsa şarkıdaki siyâsi mesajları tartışıyor.
Dilin yanlış kullanımı, bir mesaj içerip içermemesi bir yana, "kış güneşi", "unutmamalı", "dön bebeğim" gibi şarkıları seslendirmiş, türkiyenin megastarı ünvanını almış bir şarkıcıdan bu kalitede bir şarkı çıkması, sanatçı tıkanmasının bir sonucu olsa gerek, ben bu şarkıyı kendisine yakıştıramadım.
Pazar günü demeyip, üst komşulardan gelen çocuk sesleri, yan taraflardan gelen inşaat sesleri, zaten erken yatıp, uyku da alınmışsa, kişiyi yataktan kalkmaya sevk eder. Ancak kalkarken de "keşke pazar günü biraz daha geç kalkabilseydim" diye kişide hayıflanmaya sebep olur. Ancak hafta içi çalışan ev kadını, hafta boyu vakit darlığından dolayı eşine hazırlayamadığı kahvaltıyı, pazar gününde hazırlayabilmek için bu durumu fırsata çevirir, pazar pazar erkenden kalkmak en azından bu işe yarar.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |