Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Tuz ruhu : hidroklorik asit (hcl)
Sirke ruhu : asetik asit (ch3cooh)
Odun ruhu : metanol (ch3oh)
Lokman ruhu : dietil eter (c2h5oc2h5)
Kimyada .... ruhu şeklinde adlandırılan pek çok kimyasal madde vardır. Sözlük ruhu diyince de bunları çağrışım yaptı.
(Dip not: Bu adlandırma şekli tabi ki bir bilim olan kimyadan önceki, simya döneminden günümüze ulaşmıştır.)
Sözlükte olması gereken ruh anlamında kullanılmışsa, arada can çekiştiğini ve çok kan kaybettiğini, bu nedenle taze kanlara, yeni yazarlara oldukça ihtiyaç olduğunu, daha enerjik ve dinamik olması gerektiğini söyleyebilirim.
8.yılımızı devirdik geçen aralık ayında. Tek üzüntüm eşimle çok daha önce karşılaşamamış olmak ve yalnız geçen yıllarım. Her günümüze çok şükür. Evlilik hakkında sürekli negatif söylemler söylenmesi, sanki herkes evliliğinde mutsuzmuş gibi lanse edilmesi, evli ve mutlu bir insan olarak beni rahatsız ediyor. Kötü örneklerin olması, evliliğin kötü bir şey olduğu anlamına gelmez.
Evliliğin süresi nasıl kurulduğuna, nasıl yürütüleceğine ve çiftler arasındaki ilişki dinamiklerine bağlı olarak değişir. Elbette ki farklı beklentiler içersine girilirse, yeterince tanımadan evlenilirse, sadece iyi günde diye anlaşmıştık diyip kötü günde yanında olunmazsa, hele ki ortada sevgi ve saygı yoksa süresi kısalır. Evliliği uzun ve ayakta tutmak çiftlere bağlıdır. Çiftler yürütemiyor ama suçlu olan nedense evlilik oluyor.
Aslı, sevmenin imkansız olduğuna dair insan düşüncesidir ki bu yanlıştır. Sevmek neden imkansız olsun? Beynin bilgi alma kapasitesi nasıl ki sınırsızsa, kalbin sevgi kapasitesi de sınırsızdır. Sadece insani sevme duygusu ile sınırlandırılmamalıdır. Bitkiyi sevme, doğayı sevme, hayvanları sevme, gökyüzünü sevme, gündüzü, geceyi sevme, yazı, baharı, kışı sevme, gülmeyi sevme, ağlamayı sevme.. sevginin önüne koyabileceğimiz kelimelerin de sınırı yoktur. Sonsuz sayıda sevgi çeşidi vardır. Kişilere olan sevgi de öyledir. Annemi, babamı, kardeşlerimi, akrabalarımı sevdim, artık başkasını sevemem, sevilecek kişi limitim doldu diye bir şey yok ki. Kimyada doymuş çözeltiler vardır. 100 gram su, 36 gram yemek tuzunu çözer ve doyar, daha fazla tuzu çözemez, fazlası dibe çöker, ancak aynı kaptaki 100 gram suda yine çözebileceği kadar şeker çözebilirsin. Tuza doymuş olması, şekeri çözemeyeceği anlamına gelmez. Birilerini sevmemiz, kalbimizde yer vermemiz, başkalarını sevemeyeceğimiz anlamına gelmez.
Sevmek, sevdiğini göstermek ve günde on kere, yüz kere seni seviyorum demek, sanıldığının aksine kolaydır, tabi ki bunu kolay hâle getirecek olan karşınıza sevdiğiniz insanın çıkmasıdır. Evrendeki tüm fizik, kimya, biyoloji, matematik.. kuralları ve ihtimallerinin lehinize gelişmesi durumunda, Sevdiğiniz insanla karşılaşma ve bir araya gelme gerçekleştikten sonra imkansızlıklar ortadan kalkar. Yapmam dediğinizi yapar, söylemem dediğinizi söyler, gitmem dediğiniz yere gider hâle gelirsiniz.
Yalnız tüm sevmeler,önce kişinin kendisini sevmesinden geçer. Kendisini sevmeyen insanlar için sevmek, imkansız gibi görünebilir. o hâlde bunun çaresi, önce kendini sevmekten başlamaktır.
Büyük şeyler başarmak için güçlerini birleştirmek istenen kişiye, "gel bu işi birlikte yapalım, birbirimize destek olalım, işbirliği içersinde olalım, o zaman çok daha güçlü oluruz" anlamlarına da gelen söz dizisidir.
El ele vermek, gezmeye çıkmanın yanında, "bir elin nesi var, iki elin sesi var" misali birlik ve beraberliğin önemini de ifade eder. Engelleri aşmak, zorlukların üstesinden gelmek, başarılı olmak, hedefleri gerçekleştirmek..gibi durumlarda elini verecek kişilerin yanımızda bulunması büyük nimettir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |