Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Günümüz gençliğinin en önemli sorunlarından biridir; Neyi, niçin yapması gerektiğinin bilincinde olmama, hayatının sorumluluğunu alma konusunda çekimser kalma. Başarılı ya da başarısız farketmeksizin, Öğrenci velilerinden gelen dönütlerde, ortak çıkarımımız çocuklarının hedeflerinin olmaması durumu. Daha lisede, hangi alana gideceğini bile belirlemede karar verememe, ilerde ne olmak istediği konusunda plan oluşturamama ve doğal olarak harekete geçememe ve gerçekleştirememe sorunu.
Hâl böyleyken, kapasitesi olan pırıl pırıl gençler, sistemin içersinde ordan oraya savrulup, ulaşabilecekleri çok daha yüksek yerler varken, yolun sonunda daha azı ile yetinmek zorunda kalıyorlar. Özellikle son yıllarda Buna daha çok şahit olmak, bir eğitimci olarak üzüldüğüm bir konu. Zira eskiden öğrencilerimiz, hedef belirler, ona ulaşmak için performans gösterir, çalışır ve hedefe ulaştıklarında yaşadıkları mutluluğa ulaşmanın hazzını bize yaşatırlardı. Şimdilerde ise gençlere, gelecek planın ne dendiğinde, çoğu boş boş gözlerle bakıyor, suyun aktığı yönde ilerlerim der gibi.
Bu hedefsizlik durumunu, motivasyon eksikliğine bağlıyorum. Gençleri, birşey yapmaya, harekete geçmeye itecek olan içsel güç yetersiz kalıyor, belki çevresel faktörlerden etkileniyorlar, belki okul ve aile ortamı gerekli güdüyü oluşturmada üstüne düşeni tam olarak yerine getiremiyor. Sonuçta, En verimli çağını hedefini oluşturamadan geçiren genç, yetişkin çağında bunun pişmanlığını yaşayacaktır ancak zamanı geri döndüremeyeceği için, iş işten geçmiş olacaktır. O yüzden gençlerin bu pişmanlığı yaşamaması için özellikle lise döneminde (hedef belirlemede en kritik dönemdir) eğitimcilere ve gencin çevresindeki yetişkinlere büyük görev düşmektedir, doğru yönlendirme/rehberlik çok önemlidir.
Marangoz atölyesinde, sabah girip, akşama kadar çıkmayıp, ağaç dilimlerini şekilden şekle sokup, farklı farklı yapılar oluşturmak isterdim. Kütük ve ahşapla uğraşmayı, hobi malzemesine dönüştürmeyi seviyorum.
En son izlediğim kore dizisinin adıdır, something about %1. Dizide, Normalde tanışma, bir araya gelme ve başarılı bir ilişki yürütme ihtimalleri çok çok düşük olan çiftimizin, o yüzde 1 ihtimale tutunup, mutlu sona ulaşmalarının hikayesi anlatılmaktadır.
Gündelik hayatta da hemen hemen herkesin başına, olumlu ya da olumsuz, gerçekleşme ihtimali çok düşük olaylar gelmektedir. Bazen o yüzde birlik dilim nasılsa gerçekleşmez diye yok sayılır, bazen de en azından yüzde sıfır değil, imkansızlık barındırmıyor düşüncesiyle umudu diri tutmaya vesile olur.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |