Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Sistem o kadar oynak ki çıkışlar da jet hızıyla, inişler de. Başka ülkelerin ekonomisi olsa mümkün değil kaldıramazdı, maşallahımız var. bu denli uç kutuplarda kuru dalgalanan bir ülke olarak herhalde dünyada tekizdir. Bu inişlerin tez vakitte marketlere ve tüketicinin cebine de yansıması gerekir, yoksa bir anlam ifade etmez, yükselen yükseldiğiyle kalır.
İlkokulda bir de sınıfça kulaktan kulağa oynardık. ilk sıradakinin fısıldayarak yanındakinin kulağına, onun arkasındakine şeklinde tüm sınıfı dolanan ilk cümle sınıfın son kişisinde ne hâle gelirdi. Çok nadir değişime uğramadan dönüşümünü tamamlardı, bizlere de eğlence olurdu. Şimdiki ilkokul öğrencilerinde bu tür faaliyetler var mıdır, bilmiyorum.
Hedefe giden yolda katedilen mesafenin çoğunun bittiğini, varılmak istenen noktaya nerdeyse gelindiğini, özellikle de kişi çok yorulmuş ise biraz daha dişini sıkıp, var gücüyle dayanması gerektiğini ifade eden, bu yüzden motivasyonu da arttıran bir söz dizisidir. bu aşamaya geldikten sonra çoğunlukla kişinin üstüne bir rahatlık çöker, kişi olaya nasılsa iş bitti gözüyle bakmaya başlar, ancak bu rehavet tehlikelidir zira işin hiçbir zaman nihayetlendirilememesine sebep olabilir. O yüzden az kalması o işin bittiği anlamına gelmez, ne yapıp edip, işi tamamlamak gerekir.
Kişinin içinde bulunduğu durumu, başına gelenleri bir türlü anlamlandıramaması, neyin nasıl gerçekleştiğini, bu hâle ne olup da düştüğünü bilememesi ve buna inanmak istememesi anlamına gelen deyimdir. Genelde iş işten geçtikten sonra kullanılır, şaşkınlıkla karışık hayal kırıklığı yaratır. Genelde olaylara yüzeysel bakmaktan, altında yatan gizli sebeplere derinlemesine inmemekten, yeterince araştırma yapmamaktan ve biraz da safça davranmaktan kaynaklanır.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |