Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Haziran diyince "yaz" mevsimi akla gelir. Serin bir başlangıç yapılmış olsa da akabinde çok yüksek sıcaklıklar neticesinde artan kuraklık haberlerini daha sık duymayız umarım.
Aslında küslük sözlüğe değildir. İsmini, cinsini, cinsiyetini bilmediğin insanlara da küsemezsin. İnsanlar, insan olmanın gerektirdiği davranışları sergilediler diye insanlara kızamazsın. Bu şuna benzer; elma dediğin kırmızı olur, o zaman yeşil elmaya niçin kırmızı değil diye ya da sarı elmaya niçin kırmızı değil diye kızabilir miyiz? Elma, elmadır işte. İnsanlar da öyle.
Ee o zaman ne oldu, bir hevesle aralıksız yazıyorken, araya soğukluk girmesinin nedeni nedir o halde? İnsanların davranışlarının kişide yarattığı hayal kırıklığı, tam olarak ifadesi budur.
Çünkü kişi zannediyordu ki bulunduğu süre zarfında hep buralar mis kokulu gül, papatya, gelincik, sümbül, erguvan çiçekleriyle dolu. Aralarda bulunan kaktüsleri dikeni batıncaya kadar farketmemişti. O yüzden o rahat rahat yazabildiği, kendini ifade edebildiği konforlu ortamı şimdi tekrar güncellemesi gerekiyor.
Hele ki kişi, sosyal ortamdaki hiç bir platformda yer almayan, kendi çevresinde daha izole yaşayan biriyse, bu tip hayal kırıklığı yaratacak durumlardan uzak yaşıyorsa, etkisi daha derin olduğundan toparlanması bir tık daha uzun sürebilir. Ancak kişi, yazmanın verdiği o rahatlama duygusunu tekrar tadabilmek için o çiçeklerle dolu bahçede -bu sefer kaktüslerin varlığından da haberdar, o yüzden daha dikkatli yürüyecektir- tekrar dolaşmak isteyecektir. Hem de düşüncelerinden ziyade duygularından hareketle yazma durumunu değiştirip, düşünce ağırlıklı yazmaya devam edecektir ki kendini böyle durumlar içersinde bulmasın bir daha. O yüzden sözlüğe küslük olmaz, kısa bir ara olabilir belki.
Suyun etkin olarak yer aldığı kimyasal tepkimelerin genel adıdır. "Su ile parçalamak" anlamına gelir.
Su ile birlikte tepkimeye giren maddenin organik ya da anorganik olmasına göre farklı şekillerde gerçekleşen hidroliz olayında, her iki durumda da molekül su ile etkileşerek değişime uğrar; ya uzun zincirli daha büyük molekül kısa zincirli daha küçük moleküllere ayrışır ya da kendisini oluşturan moleküllere dönüşür.
kuş cıvıltısından ve yaprakların hışırtısından başka bir sesin olmadığı yeşillikler içersinde bir ortam ya da dalga serpintilerinin teninize değip, yosun kokusunu içinize çektiğiniz bir sahil kenarı, çoğu insan için ilk akla gelen huzur verici yerlerdir. Ancak yerden ziyade yanınızdaki kişiler ortamı huzurlandırır. Güvenle elini tutacağınız, elinizi hiç bırakmayacak bir kişi varken yanınızda, her ortam huzurlu demektir.
Karadeniz mutfağı çok çeşitli baharatları kaldırmaz. O yüzden mutfağım üç temel baharat içerir; karabiber, pulbiber, nane. Onun dışındakileri midem de kaldırmaz zaten. Nane olmasa yemeklerin çoğu boynu bükük kalır, çünkü nane yemeğe aromatik bir lezzet katar. Her daim tazesini de bulamayacağımız için kurutulmuş olarak saklamak ve kullanmak çok daha pratiktir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |