Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Günümüz dünyasında rekabet pek istenen bir durum değildir. Kişi ister ki çevredeki potansiyel bütün rakiplerin ayağı kaysın, rekabet edecek kimse kalmasın. Ee o zaman birinci olmanın ne anlamı var? Rakip yokken, birinci oldum diye sevinmek, kendini kandırmaktan başka bir şey değildir.
Kişi, Çekişmeli, tehditkâr, düşmanca tavırlar içindeki rekabet yerine işbirliği içersinde, davetkâr, dostça tavırlar içinde, mühim olan çabalamak ve birlikte yarışmaktı, dedirtecek olan tatlı rekabetler içine girmeli. O zaman kaybetmek de kazanmış olmak da çok büyük bir fark oluşturmayacaktır, kazanan her halükârda dostluk olacaktır.
Görev tepeden inme, emir olarak gelmişse, iş bitse de kurtulsam gözüyle bakılır. Eğer sevdiğin bir kişiden rica olarak gelmişse, görevi bitirmek ve bu sayede karşındaki kişinin bir işini görmüş olmak kişiye mutluluk verir.
Yeni kavuştuğu, yeni buluştuğu, geç fark ettiği bir güzelliği, daha önce fark edememiş, daha önce tanıyamamış olmanın verdiği üzüntüyle söylenen sözdür. Hayat böyledir zaten, şairin dediği gibi "ya sen bana geç kaldın, ya ben sana erken".
Aslında bunun için illa ki çok büyük radikal değişiklikler yapmaya gerek de yok. Bize ayak bağı olan, enerjimizi sömüren, negatif yüklerle her gün yükleyip, bizi aşağıya çeken, paçalarımıza yapışıp, adım atmamızı, ileriye gitmemizi engelleyen, yapamazsın, olmaz diyen insanları ve aktiviteleri hayatımızdan yavaş yavaş uzaklaştırıp; yerlerine bize enerji veren, pozitif yüklerle yükleyip, bizi yukarılara taşıyan, bir el verip, sırtınızdan itekleyip ileri adım atmanızı kolaylaştıran, yaparsın, olur diyen insanları ve aktiviteleri yavaş yavaş hayatımıza alarak kendimizi olumlu anlamda yenileyebiliriz.
Büyük resimde ürünün güzelliği, albenisi, potansiyel alıcıya cazip gelmesi için taşıdığı üstün özellikler(!) Koca koca puntolarla ve afilli görsellerle lanse edilirken, ekranın mini minnacık köşesinde, ancak büyüteçle okunacak kadar küçük puntolarla ve road runner hızıyla akan yazılarda asıl dikkat edilmesi gereken hususlar belirtilir. Satıcı için önemli olan büyük resim ne de olsa, bubi tuzaklarıyla dolu küçük resim onlar için önemsizdir. Ancak dikkatli alıcı, hakikatin detaylarda gizli olduğunu bilir.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |