Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Öğretmenlerin sürekli sınıf önünde konuşmasından mütevellit, kürsü arkasına geçtiğinde de özellikle kendi branşı ile ilgili bir konuda, önündeki kalabalık topluluğa bilgi aktarımında bulunduğu alandır.
Kürsüde konuşmak, Katıldığım eğitim ve çalıştaylarda tecrübe ettiğim ve sevdiğim de bir durumdur. Ancak allahtan edebiyatçı olmadığım için özel günlerde yapılan törenlerde sunuculuk görevi almadım ya da günün anlam ve önemi ile ilgili konuşmalar yapmak durumunda kalmadım. Zira kendi alanım dışında kürsüye çıkmak zorunda kalırsam, zorlanabilirim.
Kişi bir işi yaparken gösterdiği başarıyı baz alarak, hedefini, belirlediği düzeyden daha üst seviyeye çıkarması durumudur. Ancak bu biraz tehlikeli bir durumdur. Kişinin yükselttiği çıtaya çıkamama tehlikesi de olasıdır. Ancak o aşamaya gelinmesi durumunda da vereceği mutluluğa, paha biçilemez.
Özellikle ağaçların bol, yeşilin ve mavinin hâkim renk olduğu yerlerde, mis gibi temiz havanın oksijeninin ciğerlere doldurulmasıyla alveollerin bayram etmesini sağlama eylemidir.
Arabanın içinde Maske takması ile özellikle klimanın hava sirkülasyonunun boğazlarda oluşturduğu tahribat bir nebze engellenmiş olunuyor. ayrıca araba klimasının özellikle uzun yolculuklarda uzun süre açık kalmasının, vücutta tutulmamalar oluşturmaması için üstümü şal gibi örtülerle kapatmak durumunda kalabiliyorum.
Her türlü imkana sahipken, önünde değerlendirebilecek pek çok seçenek duruyorken, bunların hiçbirinden istifade edemeyip, seçenekleri kullanamamak ve bunun neticesinde bolluk içinde yokluk çekmektir. Çok kötü bir duygudur. Bu durumun temelde iki nedeni vardır; Birincisi kişi gözünün önündeki varlıklardan habersizdir,elinin altındaki zenginlikleri fark edemiyordur, ikincisi bu kaynakları nasıl kullanacağını bilemiyordur.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |