Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
emelkocaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
kızgın, öfkeli, hayal kırıklığına uğramış, kalbi kırılmış, aldatılmış, kinlenmiş, intikam duyguları bürümüş ya da aşırı mutlu, heyecanlı, etekleri zil çalar vaziyette, bedenine sığmayan bir coşku içinde olan insanın, bu karışık ve uç duyguları yaşıyorken yani nabzı yüksekken, dışardan bir göz gibi olaya bakmanın ve işin varacağını noktayı doğru kestirebilmenin mümkün olmadığı, çoğunlukla da nasihat kabul edilmediği, şanslıysa işin içinden hasarsız ya da az hasarlı, şanssızsa epey bir hasarlı çıkabileceği kararları alma durumudur.
Asla yapmam diyen çoğu insan da bu tip durumları yaşar, duygu durumu düzelip, herşey normale döndüğünde etrafındaki kişilere dert yanar, niçin kimse beni uyarmadı, mani olmadı şeklinde, ancak olan olmuştur.
Kişi eğer sıkıntılı bir durumdan geçiyorsa, duygusal davranıp daha çok üzüleceğine; mantığını öne çıkarıp, bir kere üzülüp o sıkıntılı durumdan kurtulabilir. Beyin, her zaman kalbe göre daha keskin sonuçlar alır ve işi sürüncemeden kurtarır. Yoksa iş kalbe kalsa, insanı süründürür durur.
Genelde insanoğlu acı çekmeye meyillidir, o kadar insanın içinden gider mıknatıs gibi, kendilerine acı çektirecek insanları bulur. Ancak kalp hiçbir zaman sevmekten vazgeçmez, ne kadar acı ile yaralansa da sevecek başka birini muhakkak bulur tâ ki doğru kalp ile buluşup, artık yara almak yerine huzur ve mutluluk buluncaya, 'sen şimdiye kadar neredeydin' deyinceye kadar. Çünkü Ben bu dünyada herkesin bir çifti olduğuna, başka bir kalpte yeşereceğine inanıyorum, ancak tek sıkıntı o kalp ile doğru zaman ve mekanda denk gelebilmek.
Şuan için 58 can kaybı, 77 kayıp ihbarı olduğu haberi açıklandı. Son yıllarda meydana gelen en büyük sel felaketi. Olay yaşanalı dört gün olmasına rağmen hâlâ ulaşılamayan yerler var. Yeni güne uyandığımızda inşallah sayılar daha da artmaz.
Cd kiralayıp film izlemek
Telefona kontör yüklemek
voltranı oluşturmak
Jetonla ankesörlü telefondan aramak
Teypteki kasetin bantının sarması
Yılbaşında Kartpostal yollamak
Kupon biriktirmek
..
Gibi 80'li ya da 90'lı yıllarda popüler olan, ancak günümüzde artık unutulmuş olan yüklemleri içeren cümlelerdir.
Bu yaz misafirliğe gittiğim yerlerde gördüm ki altı kişi varsa çay içen, zaten beşi şeker almıyor, ancak biri şeker kullanıyor. Yani artık şeker kullanan kesim azınlıkta. Ki ben liseden beri, nerdeyse yirmi yıldır şeker kullanmam içtiğim hiç bir içecekte. Bu arada çayda şeker kullanmayıp, ancak 'kahveyi şekersiz içemiyorum' diyenleri de gördüm; tam olarak şekerden vazgeçememişler anlaşılan.
1. | ramazanaksoy | |
2. | Mustafa1652 | |
3. | engineer_0666 | |
4. | cilginturk71 |
Takip edilen yazar yok. |
O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.
En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.
Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |