Türkiye'nin memur portalı

Dondurma, Boğazları sağlam olanlar için yaz kış tüketebilecek güzel bir tatlıdır. Ancak buzdolabından çıkan zeytin tanesini bile oda sıcaklığına gelmeden tüketemeyen benim için, dondurma yiyebilmek için yazı beklemem gerekiyor maalesef.

İlk ve ortaokulda öğrenciyken okulun koro grubundaydım ve yarınki gibi milli günlerde ulu önder atatürk'ün sevdiği şarkıları söylerdik hep. Aklımda en çok yer eden de "vardar ovası" idi. Müzik öğretmenimiz bu şarkının aratürk'ün en sevdiği şarkılardan biri olduğunu söylemişti.

Vardar ovası, vardar ovası

Kazanamadım sıla parası...

Hiçbir kadının #2vth entrysinde bahsi geçen erkek tipini bile isteye tercih ettiğini düşünmüyorum. Tamamen Tercih dışı, içinde bulundukları sosyo-ekonomik şartlardan ötürü bu tür erkeklerle birlikte olmaya itildiklerini, çoğunlukla kendilerine tercih hakkı bile sunulmadığını düşünüyorum. Yoksa her kadın ya da genelleme yaparsak her insan yanında, estetik, duygulara hitap eden, düşünceli, anlayışlı, hayatı birlikte paylaşabileceği bir insanı tercih eder.

Detaylara dikkat etmek, bakmak ile görmek arasındaki ince çizgide görmek tarafına kaymak, bilinç seviyesini üst düzeylere çıkarmaktır. Hem kendi hayatına dışardan bir göz olarak, objektif bakıp, değişiklik ve yenilikleri görebilmek; hem de başkalarının hayatında olup bitenlere yabancı kalmamak, çevresinde gerçekleşen olaylara hakim olmaktır. Böylece eski ile yeni, olumlu ile olumsuz, hızlı ile yavaş, uzun ile kısa , mutlu ile mutsuz, negatif ile pozitif gibi uç ve zıt noktalar arasındaki farklılığı gözlemlemek mümkün olur.

Bazı şeylerin farklılığını fark etmek, belki kişiyi mutsuzluğa da sevk edebilir, acı verebilir. Ancak değişiklikleri fark etmemiş olmak onun olmadığı anlamına gelmez. O yüzden gerçeklerle yüzleşmekten korkmayan insanların, farkındalık eşiğinin yüksek olması, günün sonunda kişi için olumlu sonuçlar verir.

Lisede öğrenciyken kullandığım, rotring'in ilk orijinal kalemlerinden olan, 0,7 uçlu kalemim. Kaybolmasın diye sakladığım yerden kayboldu. Sanırım sakladığım yeri unuttum. Hâlâ aradan yıllar geçmesine rağmen, aklıma geldikçe acaba kalemim nerdeydi diye düşünür dururum.

O haberi ben de okudum, yalnız benim okuduğum içerikte bölüm başı maaliyetlerin nerdeyse 10 milyon tl yi bulması sebebiyle, yazın, haftanın yedi gününe yedi dizi uygulamasından vazgeçilip, daha sınırlı sayıda dizi çekileceğini ifade ediyordu.

En son izlediğim dizi yaprak dökümü olan biri olarak, bu haber dizi izlemeyen biri için, yani benim için çok da önem arz etmeyebilir, hatta mevcut dizilerden rahatsız olan, kaliteyi düşük bulanlar için iyi bir haber olarak da görülebilir ancak ekmek parasını dizi sektöründen kazanan kişiler için üzücü haber diyebiliriz.

Tabi bununla, bir bölüm için milyonlarca lira kazanan, aldığı paraları ne kadar hakettikleri tartışılır olan, şarkıcıdan, mankenden bozma başrol oyuncuları kastetmiyorum. Sırf başrol kadın ya da erkeği popüler biri seçtim, bu dizi tutar diye mantık yürütenlere, hiç mi akıl veren yoktur, anlamıyorum. Senaryo, müzik, yan roller gibi daha bir sürü öğe varken, iki çok güzel kadın ve erkek başrol seçtik diyip, izleyiciler kesin izler diye düşünmenin cezasını, Figüranından tutun, çaycısına, kameramanından tutun, makyözüne kadar, dizi sektöründe çalışan emekçi binlerce kişi var, bunlar çekiyor. Kalitenin düşmesi ancak maaliyetlerin yükselmesi, en çok işinde, gücünde olan bu kişileri zarara uğratacaktır.