Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
med-czrBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Uzun zamandır alakalı alakasız her platformda tartışılan ama duygusal hezeyanlara yenik düşen bir realite.
Herşeyden önce, bir dilin zengin veya fakir oluşunu dile getirmek bazı duygusal millyetçi zihinlerde tepkimeye neden oluyor. Fakat güneş de balçıkla sıvanmaz. Bir şey doğruysa, acı verse de kabul edebilme erdemini göstermek ve en önemlisi, hoşlanmadığımız durumu düzeltmeye çalışmak gerekmez mi? Şimdi başlıktaki önermeye bir bakalım;
"Türkçe fakir bir dildir" kısmen doğru, kısmen yanlış bir önerme. Doğru çünkü, genel kabule göre bir dilin zenginliği o dilde felsefe yapabilme imkanı ile ölçülür kabaca. Felsefe yapabilmek yani, kavramların hemen hepsinin o dilde bir karşılığının bulunması ve bilimsel anlatım ve ifade kapasitesi sağlaması ile yapılabilen şeyden bahsediyoruz. Bunun için o dilin binyıllar içerisinde taşıdığı canlılık ve diğer dillerden etkileşime açık olması önemli iki husus. Peki bu özellik mevcut türkçe' de var mı? El cevap: "dalga mı geçiyosun, tabii ki de yok" !!
Kısmen de yanlış, çünkü mevcut türkçe fakirleştirilmiş bir dil aynı zamanda. Pek çoklarının "osmanlıca mı? Iıyykk, arap harfleriyle eciş bücüş yazı mı olur, bir de kaba zaten, herkes de konuşamıyodu, insanlar cahildi, (şimdi her birimiz birer profesörüz ya zaten) o yüzden kalkması gerekiyodu" diye aşağıladığı dil, yani osmanlıca, ( yani türkçe, evet evet bildiğin türkçe) şimdi konuşup yazdığımız uyduruk türkçeden çok daha zengn ve felsefeye müsait bir dildi. Elbette sembolik ifadeli bir çince veya edebiyatın zirve yaptığı bir arapça ya da dünyanın her yerinde yerel dil haline gelen ingilizce kadar zengin değildi ama şimdiki ucube dilimizden çok daha iyiydi.
Burdan itibaren konuşulacak herşey siyasete girecek artık, o nedenle fazla uzatmak istemiyorum. Fakat duygusal davranmaktan da bahsetmeden geçmemem gerek.
Her konuda vatan millet, estek köstek edebiyatı yapan tipler bu dil konusunda da o muhteşem ötesi millyetçi herzelerini yumurtlamaktan ger dururlar mı hiç? Tabi ki hayır. Yok yere, kendileri de kabul ettikleri halde bile, sırf milliyetçi damarları zarar görmesin, ekmeklerinden olmasınlar falan diye gerçekleri inkar etmekten geri durmuyorlar. Arkadaş türkçe nin fakir olup olmaması mühim değil. Ki gerçekten de fakir bir dil. Bunu bile bile değildir mi diyelim? Yalan mı söyleyelim yami? Kendimizi mi kandıralım veya?
Dilinden milletinden ve anasından utanan yok çok şükür. Her fırsatta boyu aşan laflar etmeye pek meraklısınız. Madem milliyetçilikten ölüyosunuz, milletinizi, vatanınızı, dilinizi bu kadar seviyosunuz, o zaman şapkanızı önünüze koyun ve bu fakir türkçeye bir çare bulun. Dilimiz nasıl daha zengin olur, bizler millet olarak ne zaman adam oluruz diye düşünün.
Yok biz böyle iyiyiz diyosanız da biraz okuyun yine de. Zarar gelmez.
Spiritizm, ruhçuluk gibi anlamlara gelen bir inanışın türkçedeki ifadesi.
İlk kez tanpınar'ın " saatleri ayarlama enstitüsü" romanında karşılaştığım kavramdır. Romanda herşeyin naif bir eleştirisi, ustaca bir mizahla anlatıldığı gibi bu akım da öyle işlenmiş. İspiritizma cemiyetleri ile bir dönem ruh çağırma seansları düzenlemek neredeyse ev gezmesine gitmek kadar sıradan haller almış.
Herneyse, olayın özü reenkarnasyona dayanıyor bu inanışta. İnananlarca suyu çıkarılmış sanırım şimdilerde pek rağbet görmüyor...
Ortamlarda söylendiğinde nir çeşit kapris veya şımarıklık olarak algılansa da benim de kabul ettiğim bir realitedir.
Işık ve gölge kaynaklı olarak insan genelde gerçek halinden farklı çıkar fotoğraflarda. "Ama hepsinde mi farklı olur arkadaş?" dediğinizi duyar gibiyim. Böyle durumlarda insan neyin gerçek neyin yansıma olduğunu falan karıştırıyor sahiden. Bi süre sonra fotoğraftaki halinin gerçek olduğuna kanaat getirip merceklere, objektiflere küsme dönemi başlıyor.
Ben devçocukluğumdan beri bu psikolojide olduğumdan fotoğrafla pek aram yoktur efendim. Varsa yoksa doğa fotoğrafı...( tebessüm)
Bir de fotoğraflarında daha güzel çıkanlar var...onları da allah'a havale ediyorum...
Saat kullanmayanlardan kullanmamama sebeplerine dair pek çok gerekçe duymakla beraber elalem saat sormasın diye kullanmayanların da var olabileceğini il defa duyduğum entryler bulunan başlık.
Saat ilk icat edildiği dönemden beri zamanı iyi ve planlı kullanmak isteyenler için vazgeçilmez bir araç olmuştur. Günü parçalara bölmeden tutun da, hayatın içerisinde artan hızın temposuna bağlı olarak saati bilmek, zamandan haberdar olmak insanoğlunun vazgeçilmez bir ihtiyacı haline gelmiştir. Bu nedenle değişik ebatlarda ve şekillerde saatler üretilmiş, duvardan masaya, çarşı meydanından kollarımıza kadar her yerde karşımıza çıkmıştır. Sapasağlam ve düzgün yürüyen aletler için bile "saat gibi" demişiz, öyle ki saat zihinlerimizde sorunsuz çalışmanın simgesi olmuş.
Öte yandan konunun başlığını da oluşturan "saat takma" kavramı kol saatlerinin insanın tartışılmaz bir aksesuarı olduğunu hatırlatan deyimleşmiş bir ifadedir.
Günümüzde artık mobil telefonlar veya genlel anlamda cihazlar kullanılmasıyla kol saati eski rağbetini yitirmiş, artık amacı dışında süs eşyası olarak ilgi görmeye başlamıştır.
Ancak yine de zamanı öğrenmek ve soranlara bildirmek için en insancıl ve kolay araçlardan biridir kol saati. Sosyalleşmeyi de sağlar, beğendiğiniz bir modeli nereden aldığını sorarak başladığınız bir konuşma, güzel bir dostluğu veya iilişkiyi beraberinde getir(ebil)ir...
O nedenle saat kaç diye sorulmasından korkmadan kolumuzda özgürce ve hesapsızca saatlerimizi bulunduralım, kullanmayanları da uyaralım (tebessüm)
1. | sim.ya | |
2. | maskov87 | |
3. | Levla Hanımm | |
4. | Levla Hanım | |
5. | İnsallahmemurum | |
6. | Feslo Hanım | |
7. | bolsuic |
Omayraaa | 116 yeni konu açtı Son konu 27.12.2023 14:31 - 161 yeni entry girdi Son entry 04.02.2024 14:56 | takip etme | |
İDAL* | 58 yeni konu açtı Son konu 05.11.2023 03:52 - 360 yeni entry girdi Son entry 17.11.2023 21:58 | takip etme | |
maskov87 | 131 yeni konu açtı Son konu 12.03.2020 10:23 - 3,974 yeni entry girdi Son entry 15.06.2020 10:05 | takip etme | |
sofestai | 113 yeni konu açtı Son konu 12.04.2018 15:41 - 1,638 yeni entry girdi Son entry 13.04.2018 09:48 | takip etme | |
science63 | 1,460 yeni konu açtı Son konu 07.02.2018 01:13 - 7,191 yeni entry girdi Son entry 07.02.2018 01:13 | takip etme |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |