Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

med-czr

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,942 entry 431 konu hiç puanı yok
30.04.2024 23:32 son işlem tarihi takip etme takip et

İşinde gücünde olmanın gençken korkulan bir şey olması

Sıradan bir hayat yaşayıp geberip gitme korkusuyla kuzendir.

Yaş alıp olgunlaştıkça, sistemin başka türlü işlemediğini fark edince, heves edilen bazı şeylerin gerçekleşmesi için yolun buradan geçtiğini anlayınca o korku da yerini rahatlamaya bırakır. Su akar, yatağını bulur.

30.04.2024 23:32
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441442443444445446447448449450451452453454455456457458459460461462463464465466467468469470471472473474475476477478479480481482483484485486487488489490491492493494495496497498499500501502503504505506507508509510511512513514515516517518519520521522523524525526527528529530531532533534535536537538539540541542543544545546547548549550551552553554555556557558559560561562563564565566567568569570571572573574575576577578579580581582583584585586587588589
  1. Türkçe fakir Bir dildir

    Uzun zamandır alakalı alakasız her platformda tartışılan ama duygusal hezeyanlara yenik düşen bir realite.

    Herşeyden önce, bir dilin zengin veya fakir oluşunu dile getirmek bazı duygusal millyetçi zihinlerde tepkimeye neden oluyor. Fakat güneş de balçıkla sıvanmaz. Bir şey doğruysa, acı verse de kabul edebilme erdemini göstermek ve en önemlisi, hoşlanmadığımız durumu düzeltmeye çalışmak gerekmez mi? Şimdi başlıktaki önermeye bir bakalım;

    "Türkçe fakir bir dildir" kısmen doğru, kısmen yanlış bir önerme. Doğru çünkü, genel kabule göre bir dilin zenginliği o dilde felsefe yapabilme imkanı ile ölçülür kabaca. Felsefe yapabilmek yani, kavramların hemen hepsinin o dilde bir karşılığının bulunması ve bilimsel anlatım ve ifade kapasitesi sağlaması ile yapılabilen şeyden bahsediyoruz. Bunun için o dilin binyıllar içerisinde taşıdığı canlılık ve diğer dillerden etkileşime açık olması önemli iki husus. Peki bu özellik mevcut türkçe' de var mı? El cevap: "dalga mı geçiyosun, tabii ki de yok" !!

    Kısmen de yanlış, çünkü mevcut türkçe fakirleştirilmiş bir dil aynı zamanda. Pek çoklarının "osmanlıca mı? Iıyykk, arap harfleriyle eciş bücüş yazı mı olur, bir de kaba zaten, herkes de konuşamıyodu, insanlar cahildi, (şimdi her birimiz birer profesörüz ya zaten) o yüzden kalkması gerekiyodu" diye aşağıladığı dil, yani osmanlıca, ( yani türkçe, evet evet bildiğin türkçe) şimdi konuşup yazdığımız uyduruk türkçeden çok daha zengn ve felsefeye müsait bir dildi. Elbette sembolik ifadeli bir çince veya edebiyatın zirve yaptığı bir arapça ya da dünyanın her yerinde yerel dil haline gelen ingilizce kadar zengin değildi ama şimdiki ucube dilimizden çok daha iyiydi.

    Burdan itibaren konuşulacak herşey siyasete girecek artık, o nedenle fazla uzatmak istemiyorum. Fakat duygusal davranmaktan da bahsetmeden geçmemem gerek.

    Her konuda vatan millet, estek köstek edebiyatı yapan tipler bu dil konusunda da o muhteşem ötesi millyetçi herzelerini yumurtlamaktan ger dururlar mı hiç? Tabi ki hayır. Yok yere, kendileri de kabul ettikleri halde bile, sırf milliyetçi damarları zarar görmesin, ekmeklerinden olmasınlar falan diye gerçekleri inkar etmekten geri durmuyorlar. Arkadaş türkçe nin fakir olup olmaması mühim değil. Ki gerçekten de fakir bir dil. Bunu bile bile değildir mi diyelim? Yalan mı söyleyelim yami? Kendimizi mi kandıralım veya?

    Dilinden milletinden ve anasından utanan yok çok şükür. Her fırsatta boyu aşan laflar etmeye pek meraklısınız. Madem milliyetçilikten ölüyosunuz, milletinizi, vatanınızı, dilinizi bu kadar seviyosunuz, o zaman şapkanızı önünüze koyun ve bu fakir türkçeye bir çare bulun. Dilimiz nasıl daha zengin olur, bizler millet olarak ne zaman adam oluruz diye düşünün.

    Yok biz böyle iyiyiz diyosanız da biraz okuyun yine de. Zarar gelmez.

     
    (Bkz: akıl adama sermayedir)(Bkz: türkçe konuşuyorum değil mi)
  2. İspiritizma

    Spiritizm, ruhçuluk gibi anlamlara gelen bir inanışın türkçedeki ifadesi.

    İlk kez tanpınar'ın " saatleri ayarlama enstitüsü" romanında karşılaştığım kavramdır. Romanda herşeyin naif bir eleştirisi, ustaca bir mizahla anlatıldığı gibi bu akım da öyle işlenmiş. İspiritizma cemiyetleri ile bir dönem ruh çağırma seansları düzenlemek neredeyse ev gezmesine gitmek kadar sıradan haller almış.

    Herneyse, olayın özü reenkarnasyona dayanıyor bu inanışta. İnananlarca suyu çıkarılmış sanırım şimdilerde pek rağbet görmüyor...

     
    (Bkz: reenkarnasyon)(Bkz: allah hidayet versin)(Bkz: saatleri ayarlama enstitüsü)
  3. fotograflarda kendini begenmeme problemi

    Ortamlarda söylendiğinde nir çeşit kapris veya şımarıklık olarak algılansa da benim de kabul ettiğim bir realitedir.

    Işık ve gölge kaynaklı olarak insan genelde gerçek halinden farklı çıkar fotoğraflarda. "Ama hepsinde mi farklı olur arkadaş?" dediğinizi duyar gibiyim. Böyle durumlarda insan neyin gerçek neyin yansıma olduğunu falan karıştırıyor sahiden. Bi süre sonra fotoğraftaki halinin gerçek olduğuna kanaat getirip merceklere, objektiflere küsme dönemi başlıyor.

    Ben devçocukluğumdan beri bu psikolojide olduğumdan fotoğrafla pek aram yoktur efendim. Varsa yoksa doğa fotoğrafı...( tebessüm)

    Bir de fotoğraflarında daha güzel çıkanlar var...onları da allah'a havale ediyorum...

     
  4. casus belli

    "Kazus beli" diye okunan roma hukukundan gelen latince bir ifade.

     
  5. saat takmamak

    Saat kullanmayanlardan kullanmamama sebeplerine dair pek çok gerekçe duymakla beraber elalem saat sormasın diye kullanmayanların da var olabileceğini il defa duyduğum entryler bulunan başlık.

    Saat ilk icat edildiği dönemden beri zamanı iyi ve planlı kullanmak isteyenler için vazgeçilmez bir araç olmuştur. Günü parçalara bölmeden tutun da, hayatın içerisinde artan hızın temposuna bağlı olarak saati bilmek, zamandan haberdar olmak insanoğlunun vazgeçilmez bir ihtiyacı haline gelmiştir. Bu nedenle değişik ebatlarda ve şekillerde saatler üretilmiş, duvardan masaya, çarşı meydanından kollarımıza kadar her yerde karşımıza çıkmıştır. Sapasağlam ve düzgün yürüyen aletler için bile "saat gibi" demişiz, öyle ki saat zihinlerimizde sorunsuz çalışmanın simgesi olmuş.

    Öte yandan konunun başlığını da oluşturan "saat takma" kavramı kol saatlerinin insanın tartışılmaz bir aksesuarı olduğunu hatırlatan deyimleşmiş bir ifadedir.

    Günümüzde artık mobil telefonlar veya genlel anlamda cihazlar kullanılmasıyla kol saati eski rağbetini yitirmiş, artık amacı dışında süs eşyası olarak ilgi görmeye başlamıştır.

    Ancak yine de zamanı öğrenmek ve soranlara bildirmek için en insancıl ve kolay araçlardan biridir kol saati. Sosyalleşmeyi de sağlar, beğendiğiniz bir modeli nereden aldığını sorarak başladığınız bir konuşma, güzel bir dostluğu veya iilişkiyi beraberinde getir(ebil)ir...

    O nedenle saat kaç diye sorulmasından korkmadan kolumuzda özgürce ve hesapsızca saatlerimizi bulunduralım, kullanmayanları da uyaralım (tebessüm)

     
    (Bkz: saat)(Bkz: casio)(Bkz: kol saati)(Bkz: siyah plastik casio saat)
123456789101112131415161718192021222324252627282930313233343536373839404142434445464748495051525354555657585960616263646566676869707172737475767778798081828384858687888990919293949596979899100101102103104105106107108109110111112113114115116117118119120121122123124125126127128129130131132133134135136137138139140141142143144145146147148149150151152153154155156157158159160161162163164165166167168169170171172173174175176177178179180181182183184185186187188189190191192193194195196197198199200201202203204205206207208209210211212213214215216217218219220221222223224225226227228229230231232233234235236237238239240241242243244245246247248249250251252253254255256257258259260261262263264265266267268269270271272273274275276277278279280281282283284285286287288289290291292293294295296297298299300301302303304305306307308309310311312313314315316317318319320321322323324325326327328329330331332333334335336337338339340341342343344345346347348349350351352353354355356357358359360361362363364365366367368369370371372373374375376377378379380381382383384385386387388389390391392393394395396397398399400401402403404405406407408409410411412413414415416417418419420421422423424425426427428429430431432433434435436437438439440441442443444445446447448449450451452453454455456457458459460461462463464465466467468469470471472473474475476477478479480481482483484485486487488489490491492493494495496497498499500501502503504505506507508509510511512513514515516517518519520521522523524525526527528529530531532533534535536537538539540541542543544545546547548549550551552553554555556557558559560561562563564565566567568569570571572573574575576577578579580581582583584585586587588589