Türkiye'nin memur portalı

Bakış açınıza göre değişecek versus.

Bardağın dolu ya da boş tarafını görmek gibi.

Kendimce bir tespiti paylaştığım şuncacık başlıkta yazılanlara bak.

Biri evrimi inkar edip din kitabından alıntılarla karşılık verir, diğeri kendine bakmadan beni yobazlıkla suçlar. Cevap vermek isterim herkese ama, tartışma zemini o kadar havadaki ne desen düşen bir cam sürahi gibi dağılıp un ufak oluyor.

Nerden baksan ahmaklıktan geçilmiyor. Bir kere, sağlıklı tartışmak için kavramlara hakimiyet gerekir. Bu da kavramların farklı zihinlerdeki anlamlarının aynı olması ile mümkündür. Ben sandalye deyince senin aklına tabure geliyorsa mesela, orada bir kavram çatışması vardır ve sabaha kadar sandalye tarifi yapılsa bir anlaşmaya varılamaz. Esasında bilim de bu nedenle belli kesimlerce, belli kurallara uyularak, hatta ortak bir dil üzerinden yapılır ki anlatılmak istenen en iyi şekilde anlaşılsın. Geçelim. Şimdi en başta inanç nedir, kutsal nedir, dinler nasıl bir insan ister, ateizm bir inanç mıdır, in midir cin midir, yoksa din midir? Dinsel anlatıları her eleştirene ateist demek doğru mudur? Yobazlık nedir, nerede başlar kimleri kapsar falan, önce bunları netleştirmek gerekir. Bunun için de alfabenin ortasından değil, başından başlanmalıdır elbette. Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse diğerlerinin de yanlış olacağı muhakkaktır.

Tabi ki şuncacık entride değinilecek şeyler değil bunlar. Değinme imkanım olsaydı bile inanın bunu memurlar.net sözlükte yapmazdım zaten. O nedenle eleştirilerin mantıklı olanını aldım kabul ettim.

Mantıksız kısımları ise ayıklamaya nereden başlayacağımı bilemiyorum doğrusu. Ama şuna emin olun ki ağzımdan salya fışkırmıyor gayet sakince anlatıyorum. Kutsala eleştiri getirmek herkesin harcı değil. Ben adımlarımı düşünerek atarım o nedenle ama kutsalına eleştiri alanlar pek öyle sakin kalamıyor. Haliyle ağzından köpük saçanlar da onlar oluyorlar.

Bu hep böyledir. Kendi dinini anlatırken bir dinli, karşısına aldığı diğer tüm inançları yerden yere vurur. Ona göre tek doğru kendi dini olduğu için, gerisi teferruattır. Batıldır, sövüp saymak bir hak olduğu kadar adeta ibadettir. Kendi propagandasını her türlü desteği arkasına alarak yaparken yaptığı şey yobazlık değildir ama karşıt görüşteki birinin söylediği herşey ağzından köpük saçmak olur, yobazlık olur, varoluş kavgası olur, dine saldırı olur.

Eleştirmenin Dili daha kibar ve yobazmetre kriterlerine göre daha hafif olursa o zaman hoşgörülebilir, saygı duyulabilir sınıfa girebilir. Buradaki kıstas ise tamamen o dinlinin kendi kişisel yaklaşımıdır. Başka da hiç-bir kritere uymaz. Genelgeçer bir kabul kriteri yoktur. Yani ateist de fikrini elbette dile getirebilir ama şartı şurtu tamamen karşısındaki dinlinin insafına ve hoşgörü skalasına bağlıdır. hoşgörünün altını çiziyorum burada. Çünkü bir dinsiz kafirin söyledikleri ancak ve ancak bir dinlinin engin hoşgörüsü altında dile getirilebilir. Çünkü zaten gerçek ortadadır. Hak din, tek hak doğrudur. Başka doğru olamaz, doğru kutsal kitapta yazıyorsa yahut da o kutsal kitabı kutsal kabul edenlerce söyleniyorsa doğrudur. Peki kitabın kutsallığı nereden gelmektedir? Elbette kendisinden. Kitabın değiştirilmediğinin bilgisi bile yine o kitapta yazar. Öyle net ve açıktır herşey. O kadar nettir ki, o kitabi eleştirene de aynı kitaptan alıntılarla cevap verilmekte bir sakınca görülmez. E ben zaten buna itiraz ediyorum desen, aynı kitaptan bir başka cümleyle aynı konuyu savunduklarını görürsün.

Kafa konforu önemli birşeydir. Dinliler bu konfora (varsa eğer) kutsal kitaplarıyla (yine varsa eğer) ulaşırlar. Başka da bir şeye ihtiyaç duymazlar. Ahlâk da oradadır, varoluş sancısının cevabı da oradadır, sma hastalığından ölmek üzere olan bebelerin durumu da orada yazar, şeytanın nasıl şeytan olduğu da, herşeyin nasıl herşey olduğu da eksiksiz orada yazar. Maymuncuk gibi her kilidi onunla açar, her cevabı onda ararlar. İşin komiği bulurlar da.

Sen de bu durumu komik ve anlatılası bulursun da yemediğin laf kalmaz.

Ne diyorduk, kafa konforu önemli...

Selam ve dua ile ...

Kırmızı şarapla iyi giden bir peynir.

birbirinden tutarsız, hiçbir bilimsel kaynağa dayanmayan, en eskisi 8. Yüzyılda derlenmiş uyduruk kitaplardan alıntılarla savunulmaya çalışılan, yaşayıp yaşamadığı bile tartışmalı, arap siyasal rejiminin kurucusu.

Süslü laflarla ve tevatürle anılan herkese ve her şeye mesafeli bakmak sizi gerçeklere bir adım daha yaklaştırır. Ha, masal dinlemek ve okumak hoşunuza gidiyorsa o başka. Dewamke...

Açlıktan ölen bebeklerin,

Sma hastası olup ilaç parası bulamayan el kadar çocukların imtihanı ne acaba? İmtihan dünyasında kaydırma mı olmuş yoksa?

Evrim gibi gözlemlenebilir bir gerçeği göremeyip de, kimin yazdığı bile belli olmayan arkaik metinlere bel bağlamak da nasıl bir kafa yapısıdır anlayan beri gelsin.(Gülücük)

Herneyse, alıntı yaptığın kısımlar da allah'ın nr kadar şakacı olduğunu ispatlıyor zaten. Biz zaten biliyorduk falan diyor hazretleri. Ne güzel açıklama ama?

Peygambere de zor sorular sorulunca siz bilmezsiniz allah bilir falan diyerek benzer bir taktiği kullanmış zaten. İpe diz seyret. (Gülücük)

Ayrıca kimsenin bir şeyle derdi olması için ona inanması gerekmez. Eleştiri, belli kurallar içinde her şeye ve her zaman yapılabilir. Ayrıca konunun islamla da ilgisi yok. İslamın kaynağını aldığı her anlatıya getirilmiş bir eleştiri bu. İslamdan başka din bilmediğiniz için dinsel masallara getirilen her eleştiriyi islam'a getirilmiş gibi anlamanız gerçekten düşündürücü.

Düşünen için şüphesiz bunda sayısız ibretler vardır.(gülücük)

Bir diğer vatandaş da varoluş mücadelesini küçümsemiş kendince. Halbuki insanı insan yapanın o mücadele olduğunu bilse, kıçını kıbleye dönüp yatmak durumunda kalmış hacıamca rahatsızlığı duyardı ama işte... vermeyince mabud neylesin kel mahmut?

Bir de gülseren budayıcıoğlu öğrenmişler. Ahahaha. Yine de iyi ama. Hiç olmazsa psikiyatrik sorunların çaresinin cinci hocalarda değil, bilimde olduğunu bilmeleri azımsanmayacak bir gelişme. Yalnız, tedaviye ihtiyacı olanlar inananların kendileri. Öyle ya, İnsan, gökten billurlu bir koç indiğine, ayın ikiye yarıldığına, mağaraya giren üç beş tipin 300 sene uyuduğuna falan inanır da hiç tedaviye ihtiyacı olmaz mı? Bunlara inanmayanı da akılsızlıkla suçlamak ancak onlara yakışır bu arada. (Kahkaha)

İyi güldürdünüz akşam akşam sofiler. Ahahaha...

Selam ve dua ile...