Türkiye'nin memur portalı

ilyas gibilerle gezip tozarlarken cemşit gibileri küstürdüklerinin farkında olmayan kezbanların "miilisif cimşit hiyil irini, kisin bilgi" diye 404 not found'a bağladıkları film.

sen mervelere gidiyorum deyip ilyaslara git, sonra cemşitler kalmadı, hebisi ilyas oldu diye ağla.

etrafta adeta borneo orangutanı gibi nesli tükenmeye yüz tutan cemşit'leri de hayata küstür...ilyaslardan doğurduğun oğullarını da ilyas gibi olmaya özendiren sen değilmişsin gibi, gel bir de burada cemşitlere ağıt yak. hadi ordan, hadi ordannn.

sözlerime burada son verirken, rappimden siz sefillere asya'nın da hiç o kadar masum olmadığını görecek gözler vermesini dilerim.

selam ve dua ile...

üstad suppo'nun (kuddise sirruhû) yine, tekraren, ağır çekimde bilezik gibi geçirip, saksıya fesleğen gibi oturtma anlamına da gelebilecek incelikte gördüğü (#1iik) başlıklardan yalnızca biri.

had bilmenin fazilet sayıldığı dönemlerden geldiğimiz içün üzerine laf söylemeye edebimiz yetmez. buna mukabil kendisi yüce gönüllülük ve tevazuda zirve olduğu içün biz fakirlere de bir kaç ekleme yapmamız hususunda açık kapı bırakması ile gönülleri fetheden bir fatihdir. ol sebeple ilk paragrafda mezkur ve yine başlıktaki beş sıra nümerolu cümleciğine ilave yapmakdan haya etmem ile beraber, imamların yanına kadın kur'an öğreticilerini de eklemek gerekdiğini söylemeyi ilim hakkı içün farz bilirim.

selam ve dua ile...

ihsan oktay anar'ın son lezzetli romanı.

bundan sonra sanırım yedinci gün ve galiz kahraman'ı yazdı ama, onlar bunun kadar tat vermez.

suskunlar, yukarıdaki entrilerden de anlaşılacağı gibi okuru saran, anar'ın araştırmacı ve mizahi yönünü sonuna kadar hissettiren, kurguda ve karakter yaratmada aşmış bir romandır.

ben anar'ın hobi olarak merak saldığı konular hakkında derinlemesine araştırmalar yapan, bulduğu her orijinal kaynağı okuyup/çevirtip rafine bilgi edinmeden roman yazmadığını sanıyorum. aslında romanı sadece hobilerinin ona kattığı coşkuyu bir yere boşaltmak, o kaynama halinden sonra taşan köpükleri biriktirmek için kullandığı bir kap olarak gördüğünü düşünüyorum. temel motivasyonu hobilerini beslemek aslında. bu arada geldiği cezbe halinin onu kalem/klavye ile buluşturduğuna inanıyorum. ortaya çıkan eserler böyle düşündürüyor bana. işte suskunlar da onun musiki, musikinin insana verdiği huzurun kaynağına olan merak, enstrümanların gizemi ve elbette istanbul'un tarihine olan sevdası ile birleşince ortaya çıkmış bir eser. roman formuna girmesi için elbette atipik hatta karikatür denebilecek tipler ve felsefe tarihi bilgisi yetip artıyor. biz fakirlere de doyasıya okumak düşüyor.

keşke hep merak edip araştırsa, nörd kavramına takılmasının ürünü olan galiz kahraman ya da son dönem osmanlı tarihinden yola çıkıp bence havada bıraktığı yedinci gün'ün üzerine okkalı bir kitap daha yazsa.

pek çok kitap olabilir ama suskunlar asla diyerek teselya'ya katılmadığım konu.

tamam, anar'ın en iyi romanı değil belki ama, okuması çok zevkli bir kitap suskunlar. kulağınızda devamlı bir müzik sesiyle, bestelerle, istanbul'un gece hayatı ve elbette tarihiyle ilgili son derece keyifli bir yolculuğa çıkmıştım ben okurken. zaten son yıllarda yazmayı da bıraktı. hepten bıraktığı söyleniyor da inanmak istemiyorum.

herneyse, benim için oku oku bitmeyen kitap asla bir roman olamaz. ihsan oktay anar'ın romanı asla olamaz. üzgünüm teselya, ankara sana yaramamış...

spoiler

geçen kurban bayramında boğazlanmamak için kaçan, rize'den trabzon'a kadar yüzerek azmiyle herkesi kendine hayran bırakan zındık boğa.

akıllılık edip bayramın son günü ikindi ezanından sonra kendini yakalatarak en azından bir yıl daha yaşamayı garantilemişti. zaten olayın medyada duyulması üzerine son derece popüler olmuş, şarkıcı haluk levent kendisini 25 bin lira karşılığında satın almıştı. tabi kesmek için değil, bakmak için.

işte şimdi bu ferdinand boğa olmuş, bir de sevgilisi varmış hilal adında. veterinerlerin dediğine göre iki yaşına yeni girmiş. haberi spoiler'de.

tüm islam alemine nanik yapan ferdinand, hayvanların hiç de öyle uydurulduğu gibi allah allah diye mö'leyip me'leyerek kurban edilmek için can atmadıklarını, tersine boğazlarının bıçakla kesilip derilerinin yüzülmesinden ölesiye korktuklarını göstermiş oldu.

şüphesiz akıl sahipleri için son derece bombastik bir işaret. anlayana tabiyy...

selam ve dua ile...