Türkiye'nin memur portalı

hayat mı çok hızlı akıyor, bizler mi ağırlaştık bir türlü içinden çıkılamayan bir paradoks.

zaten zaman da göreceli değil midir?

bizler de zamanlarüstü veya zamandışı bir potansiyele sahip değiliz öte yandan bazı seçilmiş kimseler gibi.

yetmiyor, yetiremiyouz...

uykudan kısalım en iyisi diye bir çare bulabiliyorum sadece. katılanlar? tebessüm.

1984 yapımı bir film.

-dikkat ağır spoiler içerir-

bir grup bilim insanının prehistorik döneme ait bir neanderthal bulmalarını konu edinen bir film.

donmuş bir buz kütlesi içinde bozulmamış bir şekilde bulunan bu 40 bin yaşındaki adam insanlık için bir umut olabilecek midir sorusu sorulurken, yapılan incelemeler neticesinde bedeninde canlı hücreler tespit edilir, buzları çözülüp beyin fonksiyonları incelenir ve evet, bu büyük büyük dedemizin canlı olduğu anlaşılır...

ekipte bulunan antropolog dr. shephard iyi polisi temsil eder filmde ve bu dedemizin yaşatılmasını savunurken, ekibin neredeyse tamamı vücüdündan parçalar alıp onu ölümsüzlüğün bir çaresi gibi pazarlamak isterler. kimlik ve kişilikten, hak ve özgürlükten yoksun bu buz adam ise derdini yabani diliyle anlatmaya çalışmaktadır. ve olaylar gelişir...

aynı zamanda sözlükte, entry yazar uyumunun nadide bir örneğinin kahramanı olarak, hava sıcaklarından şikayet eden bir entrysi bulunan yazarın nickidir.

orijinal kapak seçme takıntısıyla bilinen murat menteş'in son romanı.

genelde içeriği güzel olmayan şeylerin ambalajı güzel tutulur, çok göze batmasın diye ama bu murat menteş kitapları için söylenemez.

yaşlılık ve ölüm üzerine eğlenceli bir macera okumak isteyenleri bekleyen bir kitap. yardımcı sürükleyici unsur olarak da reklam algısı ve otomatikleşen beyinler temasını işler.

eğer başıma bir şey gelmeyecekse eğlenceli ama vasat bir roman demek istiyorum. tebessüm.

en iyisi için;

Murat menteş'in ilk ve en orijinal romanı.

Kapağından son sayfasına kadar özgün ve hareketli bir danstır adeta.

Kahramanları ayrı, olay örgüsü sinema tadında, karakterlerin isimleri bomba bir eser.

Şaban kartal.

Kemal sunal'ın yüz numaralı adam filminde kızın abilerinden kaçarken eve saklanan şaban'ın sütçü babasının sorduğu "bizim şaban mı? Sorusuna abilerden kasap olanın, "yok beşiktaşı'ın sol açığı şaban" diye verdiği cevabı zannederim hatırlarsınız.

Kız da tanışırken memnuniyet oldum der hatta. Heh işte o film.