Türkiye'nin memur portalı

Tecrübelerinden istifade etmeye çalıştığımız efsane yazar idi.

Şimdi nerelerde kim bilir?

üç kutsal kabul edilen kitabın yancısı, okeyin dördüncüsü olan şiir ve ilahi kitabı.

evet, kafirlik olsun diye söylüyor değilim. daha önce kitapçı rafında bile olsa, elinize alıp kurcaladıysanız eğer bana hak vereceksiniz. gerçekten içinde şiirler var. töbe estağfurullah, sümme haşa, allah şiir yazmayacağına göre bu şiirlerin şairi mantıken davut'un kendisi olmalı değil midir? zira, davut peygamberin ya da kral davut'un çok başarılı bir şair ve sesi güzel biri olduğu biliniyor. tarih kitaplarında, komutanlarından uriya'nın karısını ayartıp koynuna alması dışında çok bi falsosu yok. yakışıklı bir hatip, güzel sesli bir duygu insanı kendisi. ilham geldikçe yazdığı şiirleri bugün hala ilahi şeklinde yahudilerce okunmaktadır. kutsal günlerinde havralarda okunan zebur, içindekilerin insanı coşturması nedeniyle kutsal kabul edilerek bu günlere kadar gelebilmiştir. kutsal kabul edilmesi tamamen mecazidir yani. genel adı tevrat olan yahudi kutsal kitaplarının "mezmurlar" adıyla çağrılan ayrı bir kitabıdır, o kadar.

fakat allah bu konuda farklı düşünüyor. yahudilerin muhammed'le uzun süre dalga geçip ciddiye almamalarına sebep olan şu ayete bir bakalım öncelikle: "Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur verdik." (nisa suresi 163. ayet)

yine bir başka ayette ısrar ediyor allah: "Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilir. Andolsun, Biz peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık ve Davud'a da Zebur verdik." (isra suresi 55. ayet)

yani, yahudilerin kral olarak kabul edip, bilmem kaç yüzyıldır şiirlerini okuyup besteledikleri davud'un kendi eliyle yazdığı zebur'u, allah, anlamsız bir şekilde sahipleniyor sevgili mü'minler. o dönemde medine'de yaşayan bir yahudi olsam ben de muhammed'e gülerdim dediğinizi duyar gibiyim. peki niye muhammed'e? e, o okuyor yukarıdaki ayetleri de ondan. yoksa, koskoca(!) allah bilmez mi kendi yazdığı kitabı? tamam çok kitap gönderdiği için kafası karışmış olabilir ama, ısrarla iddia etmesi de bizim kafamızı karıştırıyor. biz yazdık, gönderdik, okuttuk falan deyip duruyor. baksanıza enbiya suresi 105. ayete: "Andolsun, Biz zikirden sonra Zebur'da da: "Şüphesiz Arz'a salih kullarım varisçi olacaktır" diye yazdık."

valla, ortada gerçekten de "yazan" bir(iler)i var ama kimdir/kimlerdir bilmem.

birilerine dert olan partidir.

atatürk'ün kemiklerini düşünmek, hele hele vatanseverlik ve milliyetçiliği ağzına almak da kimlere kaldı...bak lafa, koy rafa demişler. lazım olur ilerde, şimdiden tüketmeyin "töröröstlör" hakaretinizi, "sözdö törköyö pörtösöö" aşağılamalarınızı. yaratıcı olun biraz. koktu bu ayaklar.

kudurmak ve kudurmaya bağlı ağız bozukluğu semptomları dışında tepki veremeyenlerce ileride adı daha çok anılacak partidir.

demokrasi mücadelesinde, önlerindeki tuzakları bozarak ilerleyenlere selam olsun.

keşke gerçekleşse, keşke mecliste başı kapalı bir milletvekili seçilseydi bu göreve dedirten haber.

kız çocukları da şimdi imkan varken bol bol otursunlar,

şeriat geldiğinde sadece evlerinde oturabilecekler zira. o da şanslılarsa tabi...

uzun bir aradan sonra ilk kez okuduğum, adeta şelale gibi gürül gürül akan tipik bir omayraaa başlığı. biraz dili dolanmış ama sanki. paslanmış mı ne? (kahkaha)

ebu zerr evet... yaşayıp yaşamadığı bile meçhul, hadisteki iddiaya göre yalnız doğup, yalnız yaşamış ve yine yalnız, çöl ortasında, sırtı başı çıplak ölmüş bir dava insanı ebu zerr. hastayken sırtını örtmek istedikleri örtüyü bile sorgulayan, olur da beyt-ül mal parasıyla alındıysa hesabını vermekten korktuğu için reddeden bir derviş o. devrimci derviş demişler ona. onun kuru ekmeğini kendilerine rehber edindiklerini söyleyenler, bugün saraylarda oturuyor, beyt-ül mal'in anasını ağlatıyor, ödenekler, ihaleler alıyor, astronomik transfer ücretleriyle o gazeteden bu televizyona yatay-dikey geçişler yapıyorlar... bir hayal kahramanı olduğu tezini pekiştiriyor bu durum tabi. bir ideal belki de o. hedeflenen bir nokta. bir über insan... bir hayal kısacası.

onu bayraklaştıranlardan sadece anti kapitalist olduklarını söyleyen müslümanlar kaldı geride. bir pisliğe bulaşmamış, belki de bulaşma fırsatı bulamadıklarından bulaş-a-mamış müslümanlar... bir de omayraaa varmış. bana mürted demiş, hadi ben de ona müslüman diyeyim. ikimizden biri yanılıyor. acaba kim? (kahkaha)