Türkiye'nin memur portalı

Rıza zelyut'un somut verilere dayanarak yazdığı kitabı.

Osmanlı sevdalılarının tarihimize hakaret ediliyür diyerek biner yahut cimer gibi mercilere şikayet ettiği fakat savcılıkça yapılan incelemelerde aklanan bir kitaptır. Satışının yasaklanıp gerçeklerin ortaya çıkmasını istemeyen Osmanlı torunlarının ecdatlarının renkli hayatlarını okumaları için raflardaki yerini yeniden almıştır.

Okuyunuz, okuyunuz, badecilerin elinden çocuklarınızı uzak tutunuz.

Tuborg'un ilk brewmaster'ı frederik adına özel bir koleksiyon olarak üretilen efsane olmaya aday bira serisi.

Üç tür biradan oluşur. Yeşil, turuncu ve kahverengi etiketler ile satılan seriden bence en iyisi Brown ale modeli olan kahverenkli şişe. Karamelimsi ve yoğun malt tadı olan lezzetli bir bira. Alkol oranı da %5,8.

Tekdüze birbirinin neredeyse aynı tada sahip biraları arasında güneş gibi doğmuştur. 33 cl'lik şişesiyle de biraya çok bayılmayan bünyeme ilaç gibi gelmiştir.

İçmesini bilene şifa olsun, yarasın...

"hangi peygambere" diye sordurtan başlık.

şu sayıları 125 bin civarında olduğu iddia edilenlere mi mesela? yoksa içlerinden sizin seçtiğiniz tek birine mi?

yoksa gaybdan sesler duyduğunu iddia eden sahtekarların tümü hakaretten muaf mı? ahuramazda mesela? karl marx da pek çok kimseye göre peygamber kabul edilebilir. hatta bence de peygamberlik denen bir kurum varsa, buna en çok hz. marx (aleyhissalatü vesselam) yakışır. ama görüyoruz neredeyse 200 yıldır her gün

kulakları çınlatılıyor, rahmetlinin ruhu muazzeb oluyor. o da dahilse katılıyorum.

sözlükte yazar olabildiği halde, sözlük kurallarından bihaber olanların cehaletlerini ortaya koydukları başlık.

efendiler zannediyorlarki, bir tek onların entrileri "düzeltiliyor" bir tek onlara "sansür" uygulanıyor.

hayır, benim de pek çok entrimde düzeltme yapıldığı oldu, oluyor. özellikle tartışma üslubuna dikkat etmediğim, kısacası küfür, hakaret gibi ifadelerin silindiği oluyor. bunu yapmadan önce de ilgili editör, hepinizin bildiği gibi sayın idal bir uyarı mesajı göndererek bu düzeltmeyi sizin bizzat yapmanızı istiyor. fakat her an online olmadığımız için mesajı geç görmemiz sonucu bu düzeltmeyi kendisi yapmak zorunda kalıyor. benim durumum böyle kısacası.

hal böyleyken ben, idal böyle yapıyor diye onu suçlayamam. onun görevi kuralların uygulanmasını sağlamak. kurallara aykırı yazanları uyarıp gerektiğinde çaylak yapmak.

kısacası kişi burada her ağzına geleni söyleyemeyeceği gibi, ben kuralları takmıyorum, kimse beni durduramaz gibi bir çiğlik içinde olamaz. sansür görmek istiyorsanız memurlar.net'in anasayfasındaki haberlere yorum yapmayı deneyin bir zahmet. ama öyle iktidar destekçisi değil, seviyeli bir eleştiri getirin bakalım. yazdığınız yorum bırakın "düzeltilmiş" olmayı, hiç yayınlanmaz öyle muhattap arar durursunuz. kendimden biliyorum.

burada en azından muhatabınız var. kendisine bir mesaj yoluyla ulaşıp istediğiniz gibi derdinizi anlatabilirsiniz. tabi edepli olmak şartıyla. edepsizlik edip, sonra da ağlayacaksanız size diyecek bir şey yok zaten. şu sözlükte, özgürce fikirlerinizi ifade edebiliyorsanız eğer bunun için o sansür editörü dediğiniz insana teşekkür etmelisiniz. hak bilirlik ve insanlık bunu gerektirir zira.

meraklısına not: divan edebiyatı beyitleri gibi köhne bir dille değil duru bir türkçe ile derdinizi anlatırsanız ciddiye alınma ihtimaliniz daha yüksek olur.

spoiler

dün haberini gördüğüm halde, başlık açmaya üşendiğim için gündeme getirmediğim, sözlüğün gönüllü haber müdürlerinin de (nedense) değinmediği haber ile ilgili olarak ortaya çıkan durum.

adalet bakanı abdülhamit gül'ün eşi ilknur gül ile ilgili bir haber bu. olayın aslını henüz bilmiyoruz. ben dün ekşi sözlük'teki "bakan eşinin çalıştığı iş yerine uğramaması" başlığında gördüm haberi. spoilerdeki linkini verdiğim sitenin haberiydi başlıktaki. ortada ciddi bir iddia var fakat henüz dumanı üstünde olduğu için bekleyip aslını astarını öğrenmek, yapılacak savunmaları dinlemek en doğrusu.

her neyse, dün bu haberi memurlar.nette görmedim ben. emin olmak için şimdi baktım dünkü haberler listesine ama cık, haber yok. yapmamışlar. belli ki memurlar.net ya ideolojisi gereği, ya da korktuğundan falan, ilk gün haberi yayınlamadı. olabilir. haber editörlerinin kendi tercihleri de olabilir. buraya kadar sorun yok.

fakat bugün, memurlar.net haber sitesinde, dün çeşitli haber organlarınca iddia edilen olayla ilgili olarak ankara büyükşehir belediyesinin yayınladığı düzeltme metni haber yapıldı. "adalet bakanının eşi ile ilgili açıklama" başlığıyla yayında şu an bu haber. (spoilerdeki ikinci linke tıklayabilirsiniz.) şimdiiiii... yayıncılık böyle olmaz sevgili okurlar. sen sana gönderilen bir duyuruyu yayınlıyorsan eğer, olayın öncesinden de haber vermelisin. dün haberler ulusal basında kendine yer buluyorken "neme lazım" deyip görmezden gel, sonra bugün lehte bir iddia olunca haber yap. bu ahlaksızlıktır.

dün neden bu haberi görmezden geldin ey memurlar.net? öyle ya, iddia üzerine verilen bir cevabı haber yapıyorsan, önce iddianın kendisini haber yapmalısın. habercilik böyle olur. dün şöyle şöyle haberler vardı, bugün de ona cevap geldi bile demeden, sırf belli hassasiyetler gözeterek, adı geçenle ilgili suya sabuna dokunmadan haber yapmanızın sebebi nedir?

tekrar ediyorum: haberdeki iddia çok ağır. gerçek mi değil mi bilmiyoruz. henüz birinci ağızdan açıklama gelmedi. kamuoyu olarak açıklama bekliyoruz. ama konu bu değil. burada eleştirdiğim şey memurlar.net'in omurgasızlığı. habercilik zahmetli ve sorumluluk gerektiren bir iştir. beceremediğinizi biliyoruz da, bari böyle yaparak insanları salak yerine koymayın.

selam ve dua ile...