Türkiye'nin memur portalı

çorum'un adının "çoğu rum" gibi gerzekçe bir yerden geldiği rivayetini okuduğumdan beri inanamdığım hikayelerdir.

neyse ki çorumlu değilim.

en inanılası olanı roma döneminden kalma eski rumca isimlerin bir türevi olarak günümüze ulaştıkları gerçeğidir. elbette elazığ gibi farklı ve yakın geçmişi olanlar istisna.

yeni başlanacak olan bir işte başlama noktasının neresi olacağına karar verememe durumudur.

karnımızı doyurmak için aldığımız simidi yemeye bir türlü başlayamayan arkidişimin bana söylediği sözdür.

neyse ki simit zaten yuvarlak, nerden başlarsan başla farketmez dedim de bu hoyrat bekleyiş son buldu.

bazen dahi olduğumu düşünüyorum.

Kayserili uyanık esnafın müşteriyi dükkana çekmek için kullandığı ikna yöntemi.

Görüyoruz diye açmak zorunda mıyız dediğim telefon. Şey, durum.

Biz burda telefonu çalınca açıyoruz genelde. Çalsın, açarız.

Öbür türlüsü saçma olur çünkü. Her gördüğünüz telefonu açıyo musunuz? Ankesörlüleri mesela? Yanından geçerken ahizeyi sallandırıp da mı gidiyosunuz yolunuza, sırf telefonu gördünüz diye?

Şaşılacak ne var anlamadığım durum.

Ya ne olacağdı?

Siz hiç kütüphanede kitap okuyup para kazanan gördünüz mü?

Hea kütüphaneye girerken para versinler, oraya da gidelim, karşı değiliz sonuçta.

Ne demişler, okuyandan zarar gelmez icabında.

O değil de, milwall üst olur mu?