Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
med-czrBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
kimin nesi olduğunu bilmediğim, adına "vajina beyazlatma" denilen işlemi video şeklinde paylaşması ile haberdar olduğum kadın.
farkında olmadan ülke gündemini değiştirmiş bile olabilir. takipçileri için çektiğini söylediği video, koca bir memleketi "vajina ile neler yapılıyormuş yahu" noktasına getirdi resmen.
seçimlerin öyle ya da böyle bir irade göstergesi olan seçimlerin, "benim fikrim bu" anlamına gelen seçimlerin, demokrasinin olmazsa olmazı olan seçimlerin kaldırılmasının olumlu karşılandığı yorumları görmemizi sağlayan karar.
"böylesi daha iyi" diyenler acaba koskoca akademisyenlerin fikirlerini ileri süremeyecek kadar zavallı hale düşürüldüklerini görmüyor mu? reelde seçimin içinin boşaltılmış olması onun gereksiz olduğu sonucuna nasıl taşıyor sizi anlamak mümkün değil. en temel hakkın olan seçimi birileri saklı gizli, yangından mal kaçırır gibi kaldırıveriyor bir günde, siz de amaan, zaten gereksizdi boşver diyebiliyorsunuz. ne güzel bir kafa bu. tam da devlet büyüklerimizin arzuladıkları kafa yapısı işte. sorma, düşünme, ben yaptıysam kurcalama, karıştırma işine bak diyorlar, birileri de umarsızca bir yerlerini kaşıyor. bravo. genel seçimleri de yapmayalım. nasıl fikir? belediye başkanını da seçmeyelim nasılsa hükümet atar her şehre bir müdür, altyapı kanalizasyon yürür gider. belediyeciliği altyapıdan ibaret sayanlar, imar, ihale işlerinden anlamayanlara sıcak gelir bu teklif elbet. ondan sonra gelsin yeni rant kapıları, paracıklar, halk da karışmasın, biz en iyisini düşünürüz nasılsa söylemi...
rektörlük de öyle basit bir iş değil. odasında oturup akvaryumda balık yemlemek için aday olmuyorlar o insanlar. rektörlüğün de bir "duygusal" tarafı var. akçeli işleri var. hem kendileri kazanır hem de uyanıklık ederse pek çok kimseyi zengin edebilir bir üniversite rektörü. bu işin maddi yönü. bir de hükümetin kafasındaki aday rektör olursa bak sen düşeşe... bir taşla kaç kuş vurulur sayamazsın bile. öğrenciler en son hisseder bu değişikliği ama onlar hissedene kadar öyle çok şey değişir ki bir rektörle inanamazsın. üniversiteler, gücünü, başarısını özgürlüğünden alan o üniversiteler nelere gebe olur şaşarsın. el ele verip eğitim/öğretim yoluyla memleket nasıl dizayn edilir şaşar kalırsın.
evet, sayamadığım, aklımın ermediği daha pek çok şeyi kontrol edip değiştirebilirsin bir rektör olarak. ve şimdi, o rektörler aynı tornadan çıkmışcasına bir örnek olacaklar. emir alıp, selam verip, tabii ki yeyip içip öyle gidecekler. içine edecekleri sadece üniversiteleri olmayacak. umudun da içine edecekler...
zaten az oy alan seçiliyordu evet. maalesef evet. ama o da bir şeydi eskiden. şimdi seçim de yok. el öpen, ceket ilikleyen, sorgulamayan, halka hesap vermesi gerekirken, birilerine hesap verecek rektörler geliyor.
ülkenin en parlak beyinlerinin kendi aralarında yaptığı seçim hiçe sayılıyor. onların bir şeye karar veremeyecekleri, hata edecekleri, edebilecekleri söyleniyor. öte yanda da milli irade var elbet. eğitim seviyesi belli bir halkın yaptığı/yapacağı seçimler var. saygı duymak gerek. halkımız en iyisini bilir ama prof.lar, doç.lar, koca koca doktoralı insanlar bilemez.
güzelmiş.
inanılması güç, hatırlaması zahmetli ama apaçık bir gerçek olan durum.
vaktiyle, yani 90'lı yılların başında, tarık tarcan'ın sunduğu çarkıfelek'ten bahsediyorum efendim. yaşı müsait olanlar hatırlayacaklardır o günleri. akşam yemeği saatlerinde yayınlanırdı. ailecek ekranın karşısına geçilir, her biri birbirinden kıymetli, tıpkı bizim gibi sıradan ailelerden seçilme üç yarışmacı, bilumum ev eşyası ve büyük ödül olan koltuk takımını almak için kıyasıya yarışırlardı. çarkıfelek'in dönerken çıkardığı o "çat çat" sesleri adeta milletçe bizi uyşturur, "pas" geldiğindeki "dı dııt" sesi, iflas geldiğinde yerini pes bir "do doo doooottt" a bırakırdı. yarışmacı için üzülüp tarık tarcan'la beraber yüzümüzün buruştuğu anlardı bunlar. karşı panoda ise yanıp sönen harflerden müteşekkil atasözü yahut deyimi bulmak için oturduğumuz yerden uydurur da uydurur, sesli harf seçimine özen göstermeyen yarışmacıları esefle kınardık.
etap sonunda en çok puanı biriktiren yarışmacı, o puanlara karşılık gelen hediyeleri almak için hediye odasına geçer, ya bir tost makinası yahut da bir walkman alarak ya da 72 parça çatal bıçak setinin yanına eğer az bir puanı kalmışsa bir adet çaydanlık da alıp yerine dönerdi. seçilen hediyeler de bir jenerikle seyirciye tanıtılırdı elbet.
gel zaman git zaman o ciddiyet kayboldu, milletçe kafayı tırlatmaya başladığımız, gerek siyasi gerekse ekonomik olarak zor günler yaşadığımız 90'ların sonu ve milenyum başlarında, m.ali erbil isminde, güldüremeyen komedyene teslim edildi caanım program. tabii ki kanal kanal dolaşıp iyice sulandırılarak. birbirinden çıplak hostes kızlara her hafta yenisi eklenirken yarışmacı profili de daha çok halkın cahil bırakılmış kısmından seçilmeye başlandı. tabii ki erbil'in iğrenç ve belaltı sunumuyla da işler birleşince ortaya durum komedisi tadında, güleriz ağlanacak halimize mottolu haller çıktı.
bir memleketin değişimine şahitlik etmiş programdır çarkıfelek kısacası. bir nesil boyunca fasılalarla devam edegelmiş, bugünkü halini (hala yayınlanıyor mu bilmem) almıştır.
yazıktır.
1. | sim.ya | |
2. | maskov87 | |
3. | Levla Hanımm | |
4. | Levla Hanım | |
5. | İnsallahmemurum | |
6. | Feslo Hanım | |
7. | bolsuic |
Omayraaa | 116 yeni konu açtı Son konu 27.12.2023 14:31 - 161 yeni entry girdi Son entry 04.02.2024 14:56 | takip etme | |
İDAL* | 58 yeni konu açtı Son konu 05.11.2023 03:52 - 360 yeni entry girdi Son entry 17.11.2023 21:58 | takip etme | |
maskov87 | 131 yeni konu açtı Son konu 12.03.2020 10:23 - 3,974 yeni entry girdi Son entry 15.06.2020 10:05 | takip etme | |
sofestai | 113 yeni konu açtı Son konu 12.04.2018 15:41 - 1,638 yeni entry girdi Son entry 13.04.2018 09:48 | takip etme | |
science63 | 1,460 yeni konu açtı Son konu 07.02.2018 01:13 - 7,191 yeni entry girdi Son entry 07.02.2018 01:13 | takip etme |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |