Türkiye'nin memur portalı

#14vh'ye artı bir verdiğim konu başlığı.

ahlaksız konu başlığı zaten olmaz. ahlaksızlık insana mahsustur ilk evvela. (ilk evvela lafını kullanan dayılara selam ederim)

ayrıca sizi rencide eden, ahlaksızca gelen başlıklar aslında öyle değil.

pipi mi ahlaksız mesela, yahut fahişe mi? pezevenk olabilir mi sizce? ya da seks ve türevi başlıklar?

toplum olarak ahlak'la ilgili genel bir sorunumuz var. ahlakın ölçüsünü bilmiyoruz. ne olduğunu bilmiyoruz ki zaten ölçüsünü bilelim.

şu sözlükte ahlaksız olmakla itham edilen başlıklar var. bu belli. onları açan ve şu sıralar oldukça popüler bir yazar arkadaşımız da var. ben kendisini sadece düz mantıkla, kelimenin ilk anlamını bile vermeden tanım yapmasıyla, dolayısıyla yapamamasıyla eleştirebilirim sadece. aklı devamlı bel altında da olabilir. kendisi öyledir demiyorum, tanımıyorum sonuçta ama velev ki öyle olsun. yok mu böyle insanlar aramızda. kimseyi rencide etmeden aklına geleni yazıyor, formata uygun başlık açıp entry giriyor. ne var ki bunda? söyleyecek sözünüz, ekleyecek bilginiz varsa başlığın altından devam edin. trolleyecekseniz yine trolleyin. ben de yapıyorum bazen şaka yollu. zevkli de oluyor. tavsiye ederim.

sadece saygısızlık olmaması, kişisel hakaret içermemesi yeterli bence entry ve konular için. yazar arkadaşlar da alınganlık edip laf sokmamalı birbirlerine. şu sözlük için hep dile getirdiğimiz, sadece yazarlar arası iletişim kurulmasını sağlayacak bir mesaj sistemi olsa oradan doya doya övgülerimizi de yergilerimizi de dile getirsek keşke. ama yok. yapılmıyor. oyalanıyoruz.

neyse, ahlak ile ilgili durumumuz neyzen tevfik'in o meşhur dizelerinde çok iyi ifade edilmiş zaten. ha. bak onu buraya yazarsam o yanlış olur işte.

olay bu.

"bir kişiyi öldürmek cinayet, binlercesini öldürmekse istatistiktir" diyen büyük istatistikçi sovyet lider.

yaşarken korkulan, yarattığı korkudan dolayı saygı gören bir liderdi. doğu toplumlarının klasik kafa yapısını iyi bildiğinden kısa sürede demir yumruk haline geldi. hitler'i durdurmuş olması dünyaya bıraktığı en büyük mirastır herhalde. halen en sevilen sovyet lideri olması da sarı kaşı renkli gözü için değil elbet. sosyalizmi o dönemde yaşayıp kapitalizmin daha berbat olduğunu da sonradan tecrübe eden eski kuşağın gözünde öyledir sadece. ne lenin kadar devrimci ne de troçki kadar entelektüeldir. basit bir köylü çocuğunun gelebileceği en yüksek makama gelmiştir ama zihniyeti bizim hiç yabancısı olmadığımız türdendir. görev adamıdır ve görevini en iyi şekilde yerine getirmiştir.

nazım'ın kendisi için ölümü üzerine yazdığı, pek çoklarınca nazım'ın sayılmayan bir şiiri var:

"taştandı, tunçtandı, alçıdandı, kâattandı iki santimden yedi metreye kadar.

taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan çizmeleri dibindeydik, şehrin bütün meydanlarında.

parklarda ağaçlarımızın üstündeydi; taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan gölgesi,

taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan bıyıkları lokantalarda içindeydi çorbamızın

odalarımızda taştan, tunçtan, alçıdan ve kâattan gözleri önündeydik.

yok oldu bir sabah!

yok oldu çizmesi meydanlardan,

gölgesi ağaçlarımızın üstünden,

çorbamızdan bıyığı,

odalarımızdan gözleri,

ve kalktı göğsümüzden baskısı binlerce taşın tuncun alçının ve kâadın"

despot ve bıyıklı bir lider daha güzel ifade edilemezdi herhalde. hem de ölümünün hemen ardından.

kısacası katili olduğu bir troçki değildir.

dün gece itibariyle hayatını kaybeden efsanevi müzisyen, şair.

şimdiye kadar sözlükte adına başlık açılmamış olması da bizim ayıbımız olsun.

şarkılarındaki o mistik hava yetim kaldı.

geçtiğimiz senelerde istanbul'da konser vermişti. canlı canlı dinleyebilenlere ne mutlu.

toprağın bol olsun güzel adam.

dance me to the end of love gibi efsane şarkısı ve "görkemli kaybedenler" isminde bir de kitabı vardı türkçe'ye çevrilen.

dolaptaki bira tarafından gıdıklandığını iddia eden yazar.

akıbetini merakla takip ediyoruz.

koşmayı bilmemekle ilişkilendirebileceğim durum.

nefes önemli.