Türkiye'nin memur portalı

ülkemizde gayet de rastlanabilen kız türüdür. anadolu'da nispeten gelenkeçilikten kaynaklı bir durum olarak çok rastlanmasa da, büyük şehirlerde bol örrenkleri bulunur.

nikah günü eş dost davet edilir. zaten nikah da genelde belediye evlendirme dairelerinde olur. nikahın akabinde takı törenine geçilir. ardından ayaküstü kurulan masalarda davetlilere pasta ve içiecek ikramı yapılır. hafif bir müzik eşliğnde tabi. sonra olaysız dağılır herkes. son dönemlerde bu tip "ayaküstü düğünler"e çokça şahit oluyoruz. bence gayet pratik ve sancısızdır. gelin adaylarından da böyle organizasyonlara talep geliyo gördüğüm kadarıyla.

öteki türlüsü zaman ve para kaybı değil mi?

damadın yanlışlıkla baldıza yürümesinden daha az acıtıcı ve acısız olanıdır. allah akıl fikir, izan, insaf, göz nizam versin. amin.

abd'nin dünyanın yardımına koşan(!), her olumsuzluğa siper olup göğüs geren babacan tavrından dolayı muhiplerince kendisine yakıştırılmış, yahut da tam bir diplomatik pr çalışması ürünü olan ifade.

stalin'e de "joe amca" derlerdi. soğuk savaş başlamadan önce araları pek iyiydi sam ve joe'nun.

çocukluğumda kulağıma "zengin hastalığı" olarak çalınmış bir hastalık türü.

sanırım fazla kırmızı et tüketmekten kaynaklanıyor(du)(muş). bilemedim...

öncelikle müteaddit kereler belirttiğimiz ve vurguladığımız üzre bayan değil "kadın"ların gerçekleştirdiği fiildir.

otomobil veya genel anlamda motorlu araç kullanabilmek için kadın erkek farketmez, birtakım motor becerilerin ve reflekslerin gelişkin olması gerekir. ülkemizde kadınların ekserisi 20'li yaşlara kadar motoru olan herşeye (mutfak robotu dahil değil) bigane kaldıkları için haliyle şoförlük konusunda da o yaştan sonra beceriksiz olabiliyorlar. bunun kadın ve erkek ayrımı yok. erken yaşlarda geliştirilmesi gereken reflekslerde bitiyor olay.

geneli bir kenara bırakıp bu yetilerini geliştirmiş kadınlara dönecek olursak, son derece etkileyici şoförlük performansı gösterenlere de şahit ve hayran oldum. bu gibi kadınlar da trafikte yukarıdaki genele giren kadınları görmekten hoşlanmıyorlar. tıpkı otomatik vitesten hoşlanmadıkları gibi. makas atmaya ve sürate bayılan bir kadın arkadaşımın arabasına bindiğimde bunu farkettim. tamam trafikte bi yerden sonra bazı erkeksi tavırlara sahip oldukları doğrudur. ama sanırım işin doğasında var bu.

otomobil kullanmayı sevmek gerekli kısacası. bir de erken yaşlarda bu işe merak salmak...gerisi kendiliğinden geliyor.