Türkiye'nin memur portalı

o da olur öbürü de olur bacım çok da şeye etmemek lazım denilebilecek durum.

erkekler aahh, erkeklerimiz...bu açlıkları, doymayışları, yetinememeleri, bulamayışları, sahip olamayışları başa bela doğrusu. dünyaca meşhur olmuş bir özellik bu artık türk erkeğindeki karşı cins ilgisi. bulamayınca n'apsın garip? genç yaşlı demeden yürüyor işte zavallım. idare etmek de bir yere kadar tabi, siz kadınların yanındayım ben bu konuda.

misal, kendim stajyer olsam bulunduğum kurumdaki kadın çalışanlarla vakit geçirmeyi tercih ederim şahsen. erkeklerle ne konuşayım ayol? futbol muhabbeti mi çevireyim olmayan bilgimle? onların ezik kalmış, annelerinin kuzusu olmaktan kurtulamamış egolarını şişirip şişirip hindiler gibi kabarmalarını mı seyredeyim hemen her konuda? ne diye katlanayım ki bunlara? oysa giderim edepli bir üslupla, iş öğreneceksem de ses tonu yumuşak, huzur veren bir kadın çalışandan öğrenmeye çalışırım. muhabbet sohbet...çay sigara araları...sigarayı bırakmış olsam da molayı bırakmadım hoş...erkeklerin itici bakışlarına maruz kalsam da bu yolu tercih ederim şahsen.

laf açılmışken de kadın stajyerlere yüz verip şımartan, sonra da iş yaptıramayan hemcinslerime teessüflerimi iletmeyi borç bilirim.

arz ederim.

son aldığım duyumlara göre kadınların erkekte aradığı olmazsa olmaz kriterlerden biridir.

toplanın gençler amme hizmeti olarak size bir kaç tüyo vereyim;

taşımak deyince öyle benim anladığım gibi sırtına vurup taşımak değil, mecaz olarak, "yanına yakışan, hal ve hareketleri ile, konuşması, oturması, kalkması her şeyi ile seni tamamlayabilen" biri demekmiş.

o yüzden öyle spor salonlarında "kadınımı en iyi ben taşıyacam, huuaaaağğğooo" diye dambıllara abanıp koca koca aletlerin altında kas yapmaya son. olay tamamen mecazmış.

dağılabilirsiniz.

başlık açılmamış hayret. dün geceden geri gündemi takip eden sözlük ahalisi hala uyanamadı sanırsam. yoksa başlıklar dolu dolu akardı sol kısımda. yoksa o paralel bir evrende mi yaşanıyordu ki? tebessüm.

hazır paralel demişken, ülkemizin yıllardır iliğini kemiğini sömüren, her taşın altından çıkıp her şeye maydonoz olan, kökü dışarda dalları burada her siyasi ve askeri iktidarı kafakola almaya çalışan ve büyük ölçüde de başarılı olan fetö namlı terör örgütünün bitirilmesi konusunda artık sona gelinmiş olmasını şahsım adına önemsiyorum. çocukça bir heyecan duyuyorum ne yalan söyleyeyim. dünya onlarsız daha güzel bir yer olacakmış gibi hissediyorum. yıllar içinde bu kadar kan döken, düşmanla ortak iş tutan, kendi müritleri dışında kimseye yaşam hakkı tanımayan, paragöz, karda yürüyüp izini belli etmeyen, en aşağılık işlerin hazırlayıcısı ve uygulayıcısı olan bu örgüt, inşallah bir daha baş veremeyecek şekilde tarihin tozlu sayfalarına gömülür.

"bunca zaman onlarla ortaklık yapan, çıkarlar çatışınca düşman olan, ne istediler de vermedik diyen bu hükümet değil miydi?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. öyleydi elhak... ancak şimdi bunu söylemenin kimseye bir faydası yok. anadolu deyimiyle söylersek; "mal davara bir faydası yok" yani. çözüm üretmekten çok uzak düşüyor. mevcut hükümetin sınavı asıl şimdi başladı bana kalırsa. bu süreci hakkaniyetli yönetip adil bir şekilde çözerlerse ne mutlu. yoksa daha karanlık bir yoldaki ilk adım sayılacak bir güne uyandığımız gün olarak tarihe geçer.

son 5 gündür komplo teorisi okumaktan yoruldum. doğmamış çocuğa don biçmenin milli bir spor olduğu ülkemizde, bu ohal durumunun da getirileri ve götürüleri üzerine tonlarca şey söylenecek bu süreçte. henüz eleştirmek için erken. bakalım görelim. yanlış giden şeyleri dile getirmeye çalışırız, fırsat bulabilirsek eğer tabi...

tanım: hayırlara vesile.

not: kimliksiz gezmeyin sonra ağlamayın "ama ben de demokrasi için meydanlardaydım bik bik bik" diye.

#13zy ile intihar ettiğini öğrendiğimiz yazardır.

Daha tanışmak nasip olmamıştı kendisiyle.

Bence katil uşak kılığındaki Nargileci. Sadece tahmin. En azından duygu katili.