Türkiye'nin memur portalı

bireysel oynayanlar ne kadar yaygın olsa da zaman zaman kollektif bir anlayışla atağa kalktığımız, on bir kişilik değil "çok bir kişilik" sözlük yazarları.

http://sozluk.memurlar.net/konu/kiskanclik/2.sayfa

buradan da görüleceği gibi kendi aramızda güzel paslaşmalar yaparak savunmayı yıprattığımız, kasvetli havaları dağıttığımız anlar olmuştur. tebessüm.

Çok altlarda kalınca merak ettiğim, sol kısımda, gözümüzün önünde dursun da nerde olduğumuzu bilelim dediğim başlık.

Hergün güncellemenin vazgeçilmez keyfini yaşatır aynı zamanda. Olsa da yesek. (Şakaydı)

En meşhurlarını tosun'un yazdığı, envai çeşit örneği bilumum duvarlarda karşımıza çıkan yazı örnekleri.

Kimi zaman sevgiliye bir sitem, kimi zaman asker tertip numarası şeklinde olurlar. Kendi gözümle gördüğüm bir kaç örnek;

60 kg yoksun senden çektiğim 1 ton,

Sana laik (evet laik) olamadım,

88/4 tertip, kızlar ağlamayın,

Bir de internet aleminde efsane haline gelmiş olanları vardır ki onlardan da bence en güzeli noktasına virgülüne dokunmadan;

"Kızım kırdığın bu kalp anayın porselen takımı değil"

kitap okurken ve entry okurken değişiklik gösteren hallerdir.

kitapta sanki yolculuk değil de, bir macera, bir sinema filmi seyreder gibi başlıyorum. olay tanıtımı ilk sayfalarda, karakter tanıtımı (ağır ağır olanları makbuldür) ve kahramanın özellikleri aheste bir şekilde akar, okuyucuyu (beni) kendine çeker veya çekmez. ama sanırım en çok çevre tasvirlerinden hoşlanıyorum ki, okurken dinlene dinlene canlandırarak okurum zihnimde.

entry okurkense acaba yazar nerede konuyu bağlamış,nerede anlatım bozukluğu veya imla hatasına düşmüş, adeta not kırıcı bir hoca gözüyle okumaya başlıyorum şeklen. sonra esasa dair, içeriğe dair okumalar gelir. gider ve de.

arz ederim. tebessüm

bir takım yabancı menşeli dizinin bir takım ülkelere uyarlanmasıyla ortaya çıkan "mutant" diziler.

dünyada "kore dizisi" diye bir fenomen var evet. aslında sineması daha özgündür ama dizilerinin müptelası olanlar pek bi överler. doğrudur, öyle diyorlarsa öyledir. bu bir başarıysa eğer neden kaynaklanmaktadır onun araştırılmasını beklemekteyiz.

öte yandan abd yapımı diziler de dünya genelinde yapılan ikili anlaşmalar yahut adaptasyonlarla yine pek çok ülkede ekrana geliyor. talep mi ediliyor, yoksa dayatılıyor mu asıl sorulması gereken budur der, kenara çekilirim.

birebir uyarlamadan ziyade, uyarlandığı dilin toplumuna uygun, o kültüre "uydurulmuş" ve hatat "yedirilmiş" türevleri başarılı olmaktadır.

"evli ve çocuklu" tutmadı mesela, sitcom olmasına rağmen üstelik.

tutan diziler de ezici bir şekilde yerli kafa eseri olanlar bence. uyarlama güzel ama özgünlük daha iyidir her zaman.