Türkiye'nin memur portalı

Genel olarak küçük numaralı ayakkabıların daha düzgün görünmesinden kaynaklanan bir göz yanılgısı durumudur. Erkek ayakkabilarinda tecrübe ettiğim bu illüzyon, aynı modelin ayağıma uyanını bulmamla sona ermektedir. Küçüğü çok hoştu ama.

Vücut kimyası denen şeyin insan üzerindeki etkisini somutlaştırandır. Sevgilinin boynundan alinan ve kısa sürede tüm hücrelere sirayet edendir. Karın boşluğunu doldurur koklayanın, içini gıdıklar. Oyle tesirlidir ki sevgili olmasa bile yanında kokusu gelir zaman zaman. Zihne işlenir, kalbe nakşolur. Huzur verir koklayana.

Dilimize televole programıyla girmiş saçma ifadelerden biri. Bilmem kimle bilmem kimin seviyeli ilişkisi uzun süredir devam ediyor, yaza düğün var gibi haberler kulaklarımızda yer etmişti o dönem.

İlişkinin seviyelisi varsa seviyesizi nasıl olur diye merak ettiren durumdur ayrıca. Ayrıca kim der ki benim ilişkim çok seviyesiz diye. Seviyesiz ise neden daha zorlarsın diyesi gelir insanın. Hem seviyeden ne anlıyorsun acaba sorusunu da sormak gerekir.

Kanımca olsa olsa iş arkadaşlığı ilişkisi veya komşuluk ilişkisi seviyeli olur. Tabi seviyeden kastimiz medeni ve saygılı bi iliskiyse. Ama iki insanın duygusal birlikteliği seviyeler üstü bir durumdur. Saygı ve hoşgörüyü içinde barındırır zaten. Normal yaşantısında son derece kaba saba tavırları olan kimselerin de ilişkilerinin başlarında sevdiklerine kibar bir maskeyle yaklaşmaları ise seviye, öyleleri ne kadar seviyeli olursa olsun ilerleyen zamanlarda maskeleri düşer, seviyeleri de sıfırın altına iner haliyle.

Tanım: yazarların anlatım tekniği, konuya yaklaşımları, edebi yönleri, kelime seçimleri gibi bir çok konuda birbirleriyle örtüşmeleridir.

sözlük yazarlarını bilmem ama, murat menteş ile bahadır cüneyt yalçın'ın bırakın benzerliği, aynı kişi olduklarından şüphelenmişliğim var. iyi bir menteş okuyucusu olarak yazarın üslubuna hakim olduğumu düşünüyorum. nerede okusam kelime seçiminden tut da cümle kurgusundan karakterlerinden ve hatta espri yeteneğinden tanırım menteş'i. bir kaç ay önce ise yalçın'ın "mütevazi bir intikam" romanını okudum. aynı yayınevinden çıkmış kitap. daha önce de sanal platformlarda yazılarını takip ettiğim yalçın, nasıl olmuşsa menteş ile birebir aynı üslupta bir roman yazmış. severek ve eğlenerek okudum elbet. menteş hazzı aldım romandan ama bi yandan da "yahu yok artık, bu kadar da izinden gidilmez ki bi yazarın" diye söylendim durdum yalçın'a. kitap bitti, iyi güzel ama kafama takıldı bu durum. google görsellerden arattım. neyse ki kanlı canlı bir bahadır cüneyt yalçın fotosu gördüm. bi kaç yerde ismi geçiyo yani en azından. ama roman dili menteş'inkiyle birebir aynı. daha özgün olsa olmaz mıydı peki? amaç okunmaksa tamam başarılı ama, biraz özgünlük de fena olmaz zannımca.

Zannımca mars değil ay'dır o. O tartışma ay'a ayak basılıp basılmadığı ile ilgilidir. Mars biraz kenarda dursun şöyle, kafa karıştırmasın. Daha keşifler devam ediyo.