Türkiye'nin memur portalı

böyle angut bir dizide ne işim var benim diye isyan etmiş olabilir.

espri olarak bile tutmayacak bir dizi nasıl olduysa tuttu ve kaçıncı bölümü çekiliyor bilmiyorum ama olayların çığırından çıktığı kesin.

#13zd'nin üzerine bir şey söylenmesi ayıp kaçacak olan insanlığın yüz karası durum.

iki zihniyet arasındaki farkı en güzel özetleyen entry. daha ne denir ki??

sıkıntının kaynağının devletin ulufe dağıtır gibi kadro dağıtmasında aranması gereken durum.

maalesef yıldan yıla azalan memur kadrolarının, memur adaylarını birbirine düşman etmesi var sorunun temelinde. hükümetler her vatandaşa eşit davranması gereken bir pozisyonda olması gerekirken yanlış politikalarla, yanlış icraatlarla dengeleri bozuyorlar.

eskiden genel idari hizmetler (gih) sınıfının tüm kadroları olması gerektiği şekilde iibf mezunlarına aitken, devletin zaman içinde özelleştirmeler ve liberal ekonomi politikaları gereği küçülmeye başlamasıyla gih kadroları da azaldı. yıldan yıla da azalarak bitecek sanırım.

öte yandan eğitimde çağ atlamayı düşünen sevgili hükümetimiz mecburen eldeki vasat ve ihtiyar öğretmen kadrosuyla bunu yapamayacağından bol bol öğretmen istihdam etmek zorunda. tabi ki bu zorunluluk sayısal anlamda karşımıza çıkmayabiliyor. mesela, 10 sene evvel alınan öğretmen sayısı bugünden daha fazla olabilir veya yıllar içinde öğretmen kadrolarında da azalmalar olmuş olabilir. istatistiğini tutanlar ekleme yapabilirler.

benzer durum artık bir polis devletine dönüşüyor olmamız nedeniyle fazla fazla istihdam edilen polislerde de karşımıza çıkıyor. askerin de yetkilerinin artırıldığı bir hengamda, barış mı savaş mı tartışmaları günden güne evriliyor. ortalık suni ve saçma bir biçimde karıştırılıyor. dünya konjonktürü zaten malum. bu şartlar altında geleceğini garantiye almak isteyenler haksız mı? elbette değil. düşman biz de değiliz zaten. birbirimize düşmanlık hep kaybettirir. vatandaşı ekmek derdine düşürüp bölmek kadar iğrenç bir siyaset yoktur, olamaz. ama maalesef günbegün artan bir düşmanlık var.

sonumuz hayrolsun.

pek çok muhabbetin ya sonuna ya da ortasına yetişmektir.

kimin kopyala yapıştırcı olduğunu, kimin özgün, kimin başına buyruk, kimin de saçmalamakta sınır tanımadığını zamanla görmektir. iyidir bu açıdan bir bakıma, objektif bir şekilde yazarları tanıyıp hangi konuların ağırlıklı olarak sözlükte yer bulduğunu ölçmektir. tabi hangi bakış açılarının var olduğunu da görmeyi sağlar.

en güzeli de heyecanla orijinal ve güzel bir başlık açınca alacağı reaksiyonu merakla beklemektir kanımca. tadından yenmez.

sözlükte yeni olmak kısa süren bir maceradır.