Türkiye'nin memur portalı

yanlış hatırlamıyorsam kadın erkek genç yaşlı küçük büyük ihtiyar kızlar delikanlılar ve sevimli çocukların yerini almasıyla başlayan sanki gerçek hayatta yaşayan ''mahallenin muhtarları'' dizisinde muhtarın kızının kullandığı bir kelime.

dizinin şarkısını hâlâ unutmadım.

çay içerken sözlüğe bakmakla karıştırılmaması gereken eylem.

demek istediğim şey çay molalarında fırsattan istifade edip sözlüğe gelmektir.

üstteki entryden otuzdokuz gün sonra o kadar spora rağmen doksandokuz kiloda devam eden durum.

birbirini ilk defa gören, duyan ve benzer durumlardaki iki yada daha fazla kişinin iletişim kurmak amacıyla karşılıklı olarak kendileri hakkındaki kişisel bazı bilgileri paylaşması.

''gören'' dememdeki kasıt bizzat karşılaşmaktır.

''duyan'' dememdeki kasıt ise telefon veya değişik iletişim kanallarıyla...

senelerdir yüz yüze hiç görüşmediğim fakat telefonla sık sık görüşüp meslekle alakalı yüzlerce işi çözdüğüm bir iş arkadaşımın dün tesadüfen çalıştığım yere gelerek benim burada çalıştığımı hatırlayıp üst kattaki bana telefon ederek benimle görüşme olasılığını istemesiyle merdivenlerden koşa koşa inmem çok kısa bir süre aldı. belki bir daha yine yıllarca görmeyeceğim bu iş arkadaşımla tesadüfen fiziki olarak tanışmanın mutluluğuna eriştim.

bu konu başlığının da sözlükte nasıl açılmamış olduğuna hayret ettim.

bu durum telefonla tanışıp defalarca kez görüştüğümüz ne çok insanı aslında fiziken görmediğimiz gerçeği hakkında beni derin düşüncelere sevk etti.

yaklaşık yarım saat süren boğazköy kavgası-macerasından sonra lafın lafı açması sonucunda saatlerce oturmak ve en sonunda anamız tarafından mutfaktan sınır dışı edilmektir.

bizim evde aynen böyle oluyor.