Türkiye'nin memur portalı

her sene 25 ekimde kutladığımız gün.

akşam yemek menüsü önerisi:

arpa şehriye çorbası

kaşıkbörek yemeği(mantı olarak biliyorsunuz.)

pilav niyetine spagetti makarna

tel şehriyeden yapılmış kadayıf tatlısı.

afiyet olsun.

son gülen iyi gülerse son ağlayan acaba?

yedi sekiz yaşındayken sahip olmalıymışım dediğim varlık. maddi durumlar müsaade etmedi. zaten o zamanlarda ev parasına yakındı.

eğer dediğim yaşlarda sahip olsaydım...

neredeyse her gün evde iki, işyerimde ise her işgünü dört beş bilgisayarla haşır neşirim. bilgisayarla muhatap tanıdığım tüm insanlardan daha fazla kendimi geliştirdim bilgisayar kullanımında. ancak bu doyuma ulaştığım anlamına gelmez. gençler ve çocuklar etkin bilgisayar kullanımına yönlendirilmelidir.

2000-2001 döneminde ingilizceyi anadilimiz gibi öğrendik, bir de aksanlarına kadar girmeye başlamıştık. sanırım bir iki ay daha hazırlıkta kalsaydım ingilizce eserler yazmaya başlayacaktım. en anlaşılabilir olanı ingiliz aksanıydı herhalde, çok uzun yıllar geçince detayı unuttum.

akacak kan damarda durmazmış derler ama benimki ramak kala kurtulma olayı oldu, damarda durdu. kağıt kıyma makinesine bir kağıdı kıymak üzere yerleştirmeye çalışırken makine bir anda kağıdı hüp diye içine çekmeye başladı, tıpkı jawsın insanları yuttuğu gibi. bu esnada kağıdın kıyısı bir anlığına elime dokundu ve biraz çizdi elimi. bir acı hissettim ama abartacak bir acı değil, birkaç saniye sonra çizilen yerde bir damlanın yüzde biri kadar bir kan zerresi gördüm ama kan akmadı. hayatımda üç dört kere kağıtlar tarafından hasara uğradım.