Türkiye'nin memur portalı

canım kendim,

sen bu mektubu okurken ben çok uzaklarda olacağım.:)

şaşırdın değil mi? böyle bir şeyle karşılaşma olasılığın yok sanıyordun. ama oldu, tecrübelerimi biriktirdiğim on beş yılın ardından sana bu kalbin kadar temiz sayfayı ayırdım, buna vesile olan da çok değerli ve nadir insanların uğrak yeri bir sözlükteki raifefendii adlı kıymetli bir yazar arkadaş.

bak oğlum, aklını başına devşir. boşuna özel sektörde iş arama, seni işe almayacaklar. bunun yerine önce öss'ye gir ve hazırlık bölümü olan bir fakülteyi kazan. sonra hazırlık sınıfını geç ve hemen ösym'nin yabancı dil sınavına gir ve doksanı geç. sonra bu fakülteyi bırak.:) bunu önceki okuduğun mühendislik fakültesinin hazırlığında yapabilmiştin şimdi yine yap. sonra, haberin yok fakat kpss diye bir sınav var. bu sınavda başarılı olursan devletin bir kurumuna helalinden atanıyorsun ve alnının teriyle çalışıyorsun. matematiğin, türkçen süper, diğerlerine de azıcık çalışıp başarılı olursun. bence hemen atanırsın, çünkü alım çok ve başvuran kişi şimdiye göre daha az. belki memleketini değiştireceksin ama sorun yok, yaşarsın her yerde. ve en önemli konu, bak ne olursa olsun bir an önce evlen. burada çok samimiyim. treni bir kaçırırsan evde kalır, yalnızlığa demir atarsın haberin olsun, demedi deme. ama sen beni dinlemeyeceksin ''ah salak ah'', aslında sakalım da var ama neyse.

hayat öyle çabuk geçecek ki şaşırıp kalacaksın. benim de gözlüklerle başım dertte. (kayahan sevgimiz bitmeyecek ama kayahan'ı bizzat görmek nasip olmayacak, vefat etti çünkü.:()fırsatın olursa git bir göz ameliyatı ol da kurtul şu gözlüklerden. her gün tartılmaktan bıkmayacaksın biliyorum ama tartılmak kilo verdirmiyor, boğazını tut ve yürü biraz. tartı bazen doğru tartar, bazen yanlış.:) aslında cesaretini topla ve öss'ye girip tıp fakültesini kazan. yaşın genç, otuzunda intörnlükten bile geçip diplomanı alırsın.

aslında hemen on sene önceki kendine mektup yaz da meslek lisesine gitsin, elin usta zaten, genç yaşta bir fabrikaya girer, şu anda eyt hesapları yaparsın. ah be canım kendim, yıllar geçecek, yaşlanacaksın, tüm hayatın keşkelerle geçecek aslında. sen bana aldırma, ben ve sen hiç değişemeyiz altımızda neysek altmışımızda da oyuz. sözlerimi bitirmeden önce şunu eklemeliyim ki en az on beş sene garanti yaşayacaksın, buna yemin edebilirim, bu yüzden aklına gelen tüm çılgın davranışları yapmakta serbestsin. mesela hemen git bir uçağa bin, korkuyorsun ama ölmeyeceksin.

''ben''i çok seven ''ben'' ali. şimdi biraz duygulandım, gözlerim doldu.

#3abp

tatarların şekli biraz yuvarlağa benzeyen kıymalı pidesidir.

tam elli yedi yıl önce yaşanmış olay:

babam on yaşında, beş yaş büyük abisiyle birlikte dedemin dükkanında babalarına yardım ediyorlarmış. dedem işe gidince dükkanda kendi başlarına kalmışlar. dükkana bir satıcı gelmiş bal sattığını iddia eden. bizimkilerde de harçlık varmış ve adam bunlara bal satacak! amcam balı alıp babamla dükkana çok yakın olan eve göndermiş babaannem tatsın diye. babam eve gelmiş fakat babaannem öğlen namazında olduğundan balı tattıramadan dükkana dönmüş. balı tatmak babama kalmış.:) tabi şekerli ya, anlamamış fakat ''bal, bal'' demiş amcama. almışlar birkaç kova. akşama evde balın bal olmadığı anlaşılmış ama çok geç.:)

gıda sahteciliği o zamanlarda da varmış.

yağda çözünen vitaminlerdir.

diyet yapacağım diye yağ yemeyi kısmanın ne derece doğru olacağı düşünülmelidir.