Türkiye'nin memur portalı

son zamanlarda diğer mesleklerden kişilerin üzerlerindeki anlamlandıramadığım bir gerginlikle mesleğime karşı hissettikleri durum.

bilim kimsenin tekelinde değil, isteyen istediği görüşü paylaşır, kötü bir niyet taşımadıktan sonra saygı çerçevesinde varsa yazılma anında öngörülemeyen hatalı içerikler, görüşler samimiyetle silinebilir veya düzeltilebilir. hemen sosyal ortamda linç girişiminde bulunmaya gerek yok. agresif olmamak lazım.

kişileri tehdit etmeye hiç gerek yok.

spesifik bir olayı genele yayıp gereksiz yere kendi kendine sinirlenmelere gerek yok.

mühendislik bölümünü kazanmak da günümüz koşullarında çok zor olmasa gerek. onun için kıskananlar sınava girip kazanıp okuyabilirler.

benim de var kıskandığım meslekler: küçük bir yerleşim yerinde fırıncılık, tır şoförlüğü, futbolculuk ve şarkıcılık-türkücülük.

artan vaka sayıları haberleriyle tedirgin olan ailemin ısrarı sonucunda ondört temmuzda, tatili fırsata çevirip, yerli ve milli olmasının verdiği huzurla tercih ederek vurulduğum aşı.

tam üç gün oldu vurulduğum, bir yan etkisiyle karşılaşmadım. daha önce iki kez sinovac bir kez biontech olmuştum ve bu aşılar beni fena hırpalamıştı. türkovac aşısında, aşı olduğum kolda yarım gün süren hafif bir ağrı dışında şu ana kadar bir problem yaşamadım. ileriki zamanlarda pandeminin seyrine göre, bilimsel açıklamalara göre değişik güncel yöntemlere açığım ama önceliğim hep yerli ve milli girişimlerdir.

asla başvurmadığımız yöntem.

zaten iki tane zincir market dışında bir de bakkalımız var.

yürüyüş amaçlı dolaşırken ihtiyaç doğabilecek malzemeler tek alınır. yani her gün kısmi alışveriş serüveni.

pazarda ise allah ne nasip ettiyse, ne hoşumuza geldiyse o alınır. pazar arabasını ağzına kadar doldurmak gibi bir alışkanlığımız yok.

evde bir şeyin bitmiş olması kriz yaratmaz, markete gitmek bir aktivite sayılır, bir tuz için bile olsa.

son zamanlarda toptan alışverişe geçmenin muhakemesini de yapmıyor değilim her iki üç günde artan fiyatlardan.

temizlik ürünleri, çabuk bozulmayan içecek ve gıda ürünleri beşer altışar alınabilir belki.

diğer konulara başlayabilmek için muhabbete giriş yapılan bir yöntemdir bazen.

başarılı bir konuşmacı için hava ve su bile uzun uzun anlatmaya müsait iki konudur.

kanada'ya yerleşen izmir'linin günlüğü konunun ne kadar uzatılabileceğine sadece bir örnektir ve okunması hiç sıkıcı gelmez.

su demişken, mahallede bir su kaçağı var sanırım(ya da tüm mahalle aynı anda muslukları açmış olabilir.), bizim musluktan akan su incecikti -aksam mı? akmasam mı? diyor sanki- ama buna da şükür ya hiç akmasaydı ne yapardık pazar pazar hem de sabah. kahvaltı bile yapamayız çay demleyemedikten sonra.

kötü insanların geceleri nasıl rahat rahat uyuyabildiği.

gün içinde istemeden de olsa en ufak bir hatamla çevremdeki insanların azıcık üzülmesine sebep olduysam bunun bile üzüntüsü uykuya geçmemi engelliyor.