Türkiye'nin memur portalı

kırsal arazide domuzla ''adam adama'' mücadele eden, verilmiş sadakası olan çok şanslı kişidir.

tokat'ta domuz saldırısından yaralı olarak kurtulan avcı, "benim iki omzum kırık, gidin siz bir de domuzun halini görün. onun daha fazla yeri kırıktır" demiş. aklıma tosun paşa filmindeki küçük enişte gelmesin de ne gelsin yani. olay yerini ve domuzu incelemek üzere tokata derhal yolculuk yapmaya karar veren pek çok kişi çıkar şimdi.

adana kabzımallar odası başkanının, ihlas haber ajansı'na yaptığı açıklamada, savaşın tüccarı vurduğunu, geri dönen tırlarımızın olduğunu ve bu ürünlerin iç piyasaya girdiğini, iç piyasanın bunu kaldıramayıp geçenlerde 25 liraya kadar çıkan domatesin şimdi 4 ile 7 lira arasında satıldığını söylediği memurlar net haberi.

geçenlerde kozmik bir ücretle çoban bulamadığını söyleyen patronun teklif ettiği çobanlık işine girip, adana kabzımallar odası başkanından da sebze meyve alan insan kısa zamanda köşe olur.

sözlüğün yaşı olmuş yedi, eylülde okullu olacak sınıfları dolduracak.

ben.

üniversite derslerini alırken alnım açılmaya başladı. sonra tamamen kendi kendime derin araştırmalar yaparak ve tedaviler uygulayarak dökülme durumunu önce duraklatıp sonra az da olsa saç çıkmasını başardım. ''tıbbi tavsiye olmadığını baştan uyarayım'' miktar ve detaya giremeyeceğim fakat kendi kendime tedavi malzemelerinin forveti badem yağı, sarımsak ve oksijenli sudur. tedaviyi bıraktım şu anda kel sayılmam, saç dökülmesi tamamen durdu. bu yaştan sonra artık kelleşsem de umrumda değil.

sabahın altıbuçuğunda telefonun alarmının çalmasına fırsat vermeden kalkmak.

evin mutfağında peynir, zeytin, yağ, çay ve ekmek ile kahvaltı yapmak.

anamın hayır duası ve arkamdan döktüğü su eşliğinde (hâlâ ilkokula gidiyormuşum gibi uğurlar sağolsun anam.)evden çıkıp servise binmek.

servisle yaklaşık otuzbeş kilometre toros dağlarının eteklerindeki virajlı ve uçurumlu yollardan işe gitmek.

yorucu bir çalışma temposu: gerek bilgisayar başında gerek sahada.

mesai bitince yine aynı virajlı ve uçurumlu yollardan servisle eve gelmek.

akşam yemeği.

sözlüğe musallat olmak.

birkaç kelime derken altmışdokuz kelime olmuş.