Türkiye'nin memur portalı

bilgisayarı kapatırken kullandığımız internet sayfalarında başımıza gelebilecek durum. genelde sağ üst kısımda oturumu kapat butonu vardır ve sayfadan çıkmadan önce bu buton kullanılır. bilgisayar bizim kullanımımıza özgü ise oturumu açık bırakmak pek sorun olmaz ama başka birileri de bilgisayarımızı kullanıyorsa ve tesadüfen bizim internet sitelerimize girerlerse o sitede bizim hesapla karşılaşabilirler. bazen dikkatli olmak gerekir.

trafik kurallarında da benzer uygulamaya geçebiliriz fikrini aklıma getiren konu. öğrencilerin dağıldığı zamanlarda hız yirmiye çekilip diğer zamanlarda elliye çıkarılabilir, değişkenlik gösteren dijital tabelalar kullanmak gibi. belki de vardır bilmiyorum. yalnız dezavantajları da olabilir: falanca yerden geçerken tabelada 70 görüp öyle geçerken tabela geçtiğimiz anda 50 olur ve eve bir tebligat yollarlar: hız sınırı cezası.

tek kelime zamana ve yere göre değişkenlik gösterebilir.

mesela ''hiç'', ''su'', ''çöp'', ''değerli'', ''değersiz'', ''mikrop'', ''vurdumduymaz'', ''süpürge'', ''fani'', ''garip'', ''yalnız'', ''deli'', ''kalkülatör(hesap makinesi iki kelime olunca incülizcemizi kullanalım dedim.)'', ''.'', ...

ahizeli telefonun yanı başında bulunan çeyrek asır önce pek revaçta olan ev gereci. bizim telefon defterinde taş çatlasın otuz numara vardı o zamanlar. şimdi telefonumdaki kişi listemde üç yüz kişi var. nüfus mu arttı yoksa nüfusun telefon kullanımı mı yoksa her ikisi mi? tabi ki son seçenek.

ince ve uzun, kara kaplı, harflerin sınıflanması için sayfa kenarları zekice kesilmiş bir küçük defterdi. şimdi yerinde yeller esiyor. ahizeli telefon sekiz yıldır kullanılmadı, internet hatırına bağlı ve telefonda kişi listesi menüsü var ama boş.

kahvaltıların kimine göre şahı, kimine göre veziri, kimine göre atı, fili, kalesi, kimine göre piyonudur. bu tanımı harkesin birazcık satranç bildiğini umarak yaptım.