Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
ali mühendisBu üye ÇaylakBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
bu kitabı okumakla birlikte beni en çok şaşırtan şey, nabizâde nâzım'ın daha otuzuna gelmeden bu şekilde güzel eserler bırakabilmesi olmuştur; kısacık hayatına bunları sığdırabilmiştir. ben kırkıma merdiven dayadığım hâlde ortada bir eserim yok daha edebiyat namına. bir sayısal bilim insanı olarak eğitim hayatımda yazılı sanatı da gereğince dikkate almış olsaydım bu yaşıma kadar ne çok eser üretebilirdim. vakit geçmiş sayılmaz benim için, genç sayılmam belki nabizâde kadar ama ölmeden önce geride bir şeyler bırakmak gerektiğini düşünüyorum.
not: sanat anlamında yazarları imrenmek konusunda kimse yanıma yaklaşamaz. bu imrenmek bazen kıskanmaya kadar çıkmaktadır bende.
şarkı yelpazesi çok geniş olan bana on yıllar öncesinden bir yonca evcimik şarkısını hatırlattı:
bize yollar göründü...
yolların sonunda ayrılık var...
bayram nedeniyle dokuz gün sonra cuma günü yapmayı planladığımız eylem. hiç abartmıyorum geçtiğimiz cumartesi çantamı bile hazırladım. tam altı aydır memleket hasretiyle tutuşmak kolay değil.
on saat sürecek bir zorlu yolculukla daha baş başayız.
farklı olan kısmı ise yakıt fiyatının üç kat pahalı olması.
dünyanın en az yakan arabasını kullanan en az yaktıran şoför(ben) bile kara kara düşünüyor bu yakıt fiyatlarını.
ingilizcesi ''cutting the hope'' olmalı. gugıl çeviriye böyle yazınca ''umudu kesmek'' olarak türkçeye çevirdi, ben onun yalancısıyım.
otuz yıl önce sarma yaptığımız bitki organı.
dutumuz karaydı hem de kocamanından.
gövdesinden sallamak suretiyle dökerdik dutları.
yaprak toplamak için çatal merdivenden faydalanırdık.
bazen de tarzanvari davranışlar...
çocukluğum dedemin emekleriyle oluşturduğu bahçede; cennette geçti.
sonra bir şey oldu, çok kötü şey hem de, cennetimizden uzaklaştık.
1. | sıdıkahanım | |
2. | semraa-91 | |
3. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |